B.Jhonson: Rusya'nın yenilmesi için Trump kazanmalı

 

 

 

Dailymail için bir yazı kaleme alan İngiltere eski Başbakanı Boris Jhonson, ABD seçimlerinde Trump başa gelirse Ukrayna-Rusya arasındaki savaşta Ukrayna'ya ihtiyaç duyduğu silahları vermek suretiyle Rusya'yı geriletebileceği ve bu sayede Putin'i Ukrayna için onurlu bir barışa zorlayabileceğini savunuyor.

 

Kelimelerin arasından sızan gerçek söylemi ise: “ hazır hem Rusya’yı yıpratmak hem de bizim güvenliğimiz için ölmeye hazır bir ülke ve insanlar bulmuşken bunları elden geldiğince destekleyelim aksi takdirde Rusya kazanırsa ilerde kendi çocuklarımızı ölüme göndermemiz gerekecek üstüne bir de şu an gerektiğinden çok daha fazla para ve kaynak harcamak zorunda kalacağız” diyor.

 

 

 

BORIS JOHNSON: Trump'ın Ukrayna'yı kurtaracak ve bu korkunç savaşı sona erdirecek güce ve cesarete sahip olduğuna neden her zamankinden daha fazla ikna oldum?


Donald Trump'ın Kasım ayındaki başkanlık seçimlerini kazandığı andı. Başını çevirerek onu ölümden çeyrek santimle kurtaran kader anından bahsetmiyorum.

 

Butler, Pennsylvania'da saat 18.11'de, on binlerce dehşete düşmüş hayranı, ilk başta endişe verici bir şekilde belirsizce başından akan kanla yere düştüğünü gördüğünde, hayatta kalmasının ne kadar büyük bir mucize olduğundan da bahsetmiyorum.

 

Hayır, gerçek an, Trump'ın asıl parladığı an, birkaç saniye sonra Gizli Servis ajanları onu yatay olarak -ayakkabıları olmadan- olay yerinden çıkarmaya çalışırken geldi. İşte o zaman Donald Trump gerçek karakterini gösterdi.

 

Sadece teatral içgüdülerini değil aynı zamanda cesaretini de bir anda ortaya serdi. Güçlü bir tüfek mermisiyle vurulduktan sonra, kendisinin pasif bir şekilde uzaklaştırılmasına izin vermedi. Durumun kontrolünü eline aldı. Kendini güvenlik görevlilerinden kurtararak, onların güvenlik protokollerini hiçe sayarak, kalabalığın onu görebileceğinden emin olana kadar kendini yukarı kaldırdı.

 

Donald Trump, Amerika'ya suikastçının kurşunlarının kendisine karşı - fiziksel ya da psikolojik olarak - galip gelmediğini göstermenin ne kadar önemli olduğunu biliyordu. Yumruğunu sıkarak destekçilerine 'Savaşın, savaşın, savaşın' diye seslendi ve böylece, gerçekten önemli bir anda, kesinlikle en önemli gerçeği kanıtladı: kendisinin doğru malzemeden yapıldığını.

 

Olay yerinden tahliye edilmesinden çok daha önemli bir şey olduğunun farkındaydı ve bu da Amerika'ya suikastçının kurşunlarının ne fiziksel ne de psikolojik olarak kendisine karşı üstün gelmediğini göstermekti.

 

Sanat tarihçilerinin 'kahramanca diyagonaller' olarak adlandırdığı şekilde sıra sıra dizilmiş polis memurları ve tepe noktasında Trump'ın kanlar içindeki yüzü ve elinin yer aldığı fotoğraf, şimdiden pek çok Amerikalının zihninde bu kampanyanın belirleyici görüntüsü haline geldi. Bunun nedeni bu fotoğrafın verdiği mesajdır.

 

Bu Trump'ın Amerika'ya ve dünyaya söylediği şeyi resmediyor: Boyun eğmeyeceğim, yenilmeyeceğim.

 

Daha da önemlisi, bu imaj Amerikalılara şunu söylüyor: "Lideriniz olarak benimle birlikte siz de boyun eğmeyeceksiniz. Siz yenilmeyeceksiniz." Bu jestin hem hayranlarının ve hatta belki de başkalarının kalbini heyecanlandırmasının nedeni budur.

 

Bu yılmaz ruhun şu anda dünyanın tam da ihtiyacı olan şey olduğuna ve Beyaz Saray'da tam da ihtiyaç duyulan şeyin de bu olduğuna inanıyorum.

 

21'inci yüzyılın ilk çeyreğinin sonuna yaklaşırken dünya bir yol ayrımında bulunuyor. Orta Doğu'da İsrail ile İran'ın vekilleri arasında; Güney Çin Denizi'nde Tayvan konusunda; ve kendi kıtamız Avrupa'da 80 yıldır yaşanan en kanlı ve en korkunç savaş haline gelen Ukrayna savaşına tanıklık ediyoruz.

 

Bu hafta Donald Trump ile konuştuktan sonra, Trump'ın bu durumu düzeltecek, Ukrayna'yı kurtaracak, barışı getirecek ve çatışmanın korkunç sonuçlara yol açabilecek yayılma riskini durdurabilecek güce ve cesarete sahip olduğuna her zamankinden daha fazla ikna oldum.

 

Diğer bazı Cumhuriyetçiler geçmişte Ukrayna hakkında ne söylemiş olursa olsun, Trump'ın gerçeği anladığına inanıyorum: Ukrayna için bir yenilgi Amerika için büyük bir yenilgi olacaktır. Mesele sadece özgürlük ve demokrasinin, yani Amerika'nın temel değerlerinin yok olması ve Ukrayna halkının köleleştirilmesi değil - gerçi bu sonuç da başlı başına korkunç olurdu.-

 

Bu durum Putin'in zaferinin uzun vadeli sonuçlarıyla ilgili; Putin'in kazanma ihtimali felaketin Avrupa, Amerika ve dünya üzerindeki pratik etkisi şudur ki Putin Ukrayna'da kazanırsa, elbette orada durmayacaktır.

 

Haritaya bakın; Rusya Devlet Başkanı'nın şu anda söylediği tüyler ürpertici şeylerden bazılarını dinleyin - Polonya'nın tarihine ve İkinci Dünya Savaşı'nın patlak vermesinin nedenlerine ilişkin statükoyu tepetaklak eden sözlerini hatırlayın.

 

Putin, Sovyetler Birliği'nin çöküşünü - kendi ifadesiyle - '20. yüzyılın en büyük felaketi' olarak gördüğünü ve onu yeniden inşa etmek istediğini açıkça ortaya koydu.

 

Eğer Putin zafer kazanırsa sadece Gürcistan'a değil, Rusya'nın tüm 'yakın çevresine' saldıracak. Daha şimdiden Baltık ülkelerinde Rusça konuşanlara yapılan muameleye ilişkin Hitlervari suçlamalara başladı. 

 

Bunun sonu nereye varacak?

 

NATO'nun Ukrayna'da başarısız olduğu görülürse ve Amerika'nın da başarısız olduğu görülürse, ittifakın kendi üyelerine sahip çıkacağından kim emin olabilir?

 

Putin tüm Doğu Avrupa'yı istikrarsızlaştırırken, Ronald Reagan'ın daha önce başarıyla elde ettiği düzeni yok ederken ve Soğuk Savaş sonrası anlaşmaları çöpe atarken, Çinli ortakları ve destekçileri Tayvan'ı ele geçirmekten ve Hizbullah İsrail'e saldırmaktan çok mutlu olacaklardır.

 

Birdenbire, Amerikalıların bir seçimle karşı karşıya kalacağı gerçekten dehşet verici bir çatışmanın eşiğinde olabiliriz: ya küresel liderlik iddiasından vazgeçeceğiz - ya da düzeni yeniden tesis etmek için trilyonlarca dolar ödeyecek ve genç Amerikalıları yabancı topraklarda ölmeleri için yeniden denizaşırı ülkelere göndereceğiz.

 

Bu korkunç bir ihtimal ama yine de, eğer biz -ABD liderliğindeki Batı- Ukrayna'da özgürlüğü savunmakta kararlı davranırsak, Amerikan can kaybı olmadan, nispeten önemsiz bir maliyetle önlenebilir.

 

Ukraynalılar kazanabileceklerine inanıyorlar ve bunu da gösterdiler. Bugün bile Kharkiv bölgesinde Putin'i geri püskürtüyorlar ve Donetsk'te Ruslara büyük darbeler indiriyorlar. Gösterdikleri kahramanlık inanılmaz. Ancak bu savaş çok uzun süredir devam ediyor ve maliyeti de çok büyük; kaybolan hayatlar, ekonomik sefalet ve istikrarsızlık.

 

Trump'ın Ukrayna ve Batı için doğru koşullarda bu savaşı sona erdirebileceğine inanıyorum. Seçilmesi halinde tam olarak ne yapacağından emin olamayacağımı vurgulamak isterim. Ancak bunu yapabileceğine inanıyorum, o bunu yapabilir.

 

Putin'i Ukrayna'nın geleceğinin özgür, egemen ve bağımsız bir Avrupa ülkesi olduğuna ikna ederek dünya için harika bir anlaşma inşa edebilir; bu da iki aşamalı bir yaklaşım anlamına gelecek.

 

İlk aşama Batı'nın elini güçlendirmek ve dolayısıyla Ukrayna'yı güçlendirmektir. Geçtiğimiz iki yıl boyunca Ukraynalıların sürekli olarak zaferini arzuladık ama bunu sağlamanın araçlarını vermekten geri durduk.

 

Onlara doğru teçhizatı vermekte kronik olarak yavaş davrandık ve şimdi bile bunları nasıl kullanacakları konusunda saçma kısıtlamalar getiriyoruz, böylece Ukraynalılar bir elleri arkalarında bağlı bir şekilde savaşıyorlar.

 

Şu anda Ruslar Ukrayna mevzilerine önemli ölçüde zarar vermek için havadan fırlatılan seyir füzeleri kullanıyor. Ancak Ukraynalılar bunlara karşılık veremiyor çünkü ABD, Rus havaalanlarını vurmak için ATACMS (Ordu Taktik Füze Sistemleri) kullanmalarına izin vermiyor ve üzülerek söylemeliyim ki İngiltere de Storm Shadow'u (uzun menzilli havadan fırlatılan seyir füzelerimiz) kullanmalarına izin vermiyor.

 

Trump basitçe kendisine doğal gelen şeyi yapabilir - bürokratik oyalamaya ve gecikmeye son verebilir - Ukraynalılara ihtiyaç duydukları izinleri verebilir ve sonra Putin bir kez daha geri itildiğinde, anlaşmayı teklif edebilir.

 

Putin en azından 2022'deki işgal öncesi sınırlarına geri çekilmek zorunda kalacağı ve gelecekteki çatışma ve belirsizlikten kaçınmak için Ukrayna'nın geri kalanı özgür bir ülke olarak tanıyacağı bir anlaşmaya zorlanmalı. Ukrayna, AB ve NATO içindeki kaderini seçebilmeli ve mümkün olan en kısa sürede bu organizasyonlara katılmaya kesinlikle katılabilmesinin önü açık olmalıdır.

 

Ukraynalıların silah altında bir milyondan fazla insanı var. Artık NATO teçhizatıyla savaşmaya alışmış durumdalar ve şu anda dünyadaki en etkili Rus karşıtı güç konumundalar. Savaş sona erdiğinde, Ukrayna güçlerinin halen Avrupa'da bulunan 70,000 ABD askerinin bir kısmının yerini doldurmaması için hiçbir neden yok.

 

Bu Trump'ın paradan tasarruf etmesini, ABD güçlerini eve getirmesini ve Avrupalıların kendi savunmaları için daha fazlasını yapmalarını sağlayacaktır ki bu Trump'ın temel hedeflerinden biridir.

 

Rusya bunun karşılığında ne elde edecek? Putin'in işine yarayabilecek (ona onurlu bir çıkış imkanı sağlayacak) her türlü teşvikin var olduğuna inanıyorum. Elbette kendi kamuoyun 'özel askeri operasyonun' -diğer adıyla işgalin- başarılı olduğunu ve Ukrayna'yı Nazilerden arındırdığını iddia edebilecektir. Örneğin Ukrayna'da Rusça konuşanlar için özel statlerin tanınacağı süreçler belirlenebilir. 
 

Hepsinden önemlisi, Trump'ın Beyaz Saray'da olmasıyla birlikte Rusya ile küresel bir yakınlaşma ve Putin'le birlikte Rusya'nın G8'in ve hatta NATO'nun saygın bir ortağı olduğu günlere geri dönme ihtimali var.

 

Ancak bu sonuca ulaşmanın tek bir yolu var: güç.

 

Trump yönetimindeki Washington, uluslararası sınırlara saygı duyulması gerektiğini ve Sovyet imparatorluğunun güç kullanılarak yeniden inşa edilemeyeceğini göstermek zorunda.

 

Bu da Ukraynalıları sonuna kadar desteklemek anlamına geliyor. Eğer Trump Beyaz Saray'da olsaydı, Putin'in Ukrayna'yı işgal edecek kadar pervasız ve bu kadar canice davranabileceğini sanmıyorum.

 

Asla unutmayın, 2022'de Kiev Savaşı'nda çok önemli olan Javelin tanksavar silahlarını Ukraynalılara veren Obama ya da Biden değil Trump'tı. Trump'ın Ukrayna demokrasisi adına kararlı askeri müdahalelerde bulunma konusunda zaten iyi bir sicili var.

 

Eğer bu yılın sonunda yeniden iktidara gelirse, Trump'ın önünde sadece selefinin mirasını düzeltmek için değil, aynı zamanda dünyayı ileriye götürmek için de büyük bir şans var. Donald Trump riski görebiliyor: Ukrayna için bir yenilgi Amerika'ya ve dünyaya uzun vadede büyük bir maliyet getirecektir.

 

Öte yandan, Ukrayna için kazanılacak bir zafer - doğru bir şekilde ele alındığında - paradoksal bir şekilde Rusya ile yeni ve çok daha iyi bir ilişkinin yolunu açabilir. Bu Amerika ve tüm dünya için büyük bir kazanç olacaktır.

 

Bunun kolay olacağını söylemiyorum. Güç gerektirecektir, kararlılık gerektirecektir, çelik gibi sinirler gerektirecektir. Donald Trump Pennsylvania Butler'da bu iş için gereken cesarete sahip olduğunu fazlasıyla gösterdi.

 

 

YAZAR  : BORIS JOHNSON 
KAYNAK: https://www.dailymail.co.uk/

Özet
:
Dailymail için bir yazı kaleme alan İngiltere eski Başbakanı Boris Jhonson, ABD seçimlerinde Trump başa gelirse Ukrayna-Rusya arasındaki savaşta Ukrayna'ya ihtiyaç duyduğu silahları vermek suretiyle Rusya'yı geriletebileceği ve bu sayede Putin'i Ukrayna için onurlu bir barışa zorlayabileceğini savunuyor.
Resim
Türkçe
X