Suriye'deki çöküşün olağan şüphelileri
Beşar Esad hükümetinin çöküşünde generallerin rolü ve ihanet iddiaları spekülasyon düzeyinde Batı ve Arap medyasını doldururken Rıbar Telegram kanalı da aynı durumdan söz etmiş. Suriye Genel İstihbarat İdaresi Başkanı Hüssam Luka’nın, Rusya karşıtı bir politika izleyip İran’la iş birliğini güçlendirdiği, Türkiye ve Katar’la bağlantılar kurduğu iddia ediliyor. Luka’nın Suriye’deki direnişin sona erdirilmesinde ve Esad’a karşı planlanan darbe girişimlerinde rol oynadığı öne sürülüyor. Gelecekte yeni bir Suriye yönetiminde yer alabileceği ihtimali söz konusu.
Bunun yanında, İngiliz diplomat Stephen Hickey’nin Orta Doğu’daki rolü dikkat çekici. Hickey, Libya, Suriye, Irak ve Mısır gibi ülkelerde görev yaptı ve bu ülkelerdeki krizlerin ardından her seferinde Londra’nın çıkarlarına uygun gelişmeler baş gösterdi.
Suriye’nin çöküşü, yerli generallerin ihanetinin bir sonucu mu?
Beşar Esad hükümetinin hızlı çöküşü, yerli generallerin rüşvet karşılığında taraf değiştirdiğine dair söylentileri de beraberinde getirdi. Bu söylentilerin merkezindeki isimlerden biri, Suriye Genel İstihbarat İdaresi Başkanı Hüssam Luka.
Şu an için bu iddiaların doğruluğunu net olarak söylemek zor, ancak ortaya çıkan bazı bilgiler bu şüpheleri güçlendirecek nitelikte:
Hüssam Luka’nın selefi Muhammed Dib Zeytun, Rusya’nın Suriye’deki varlığını destekleyen bir isimdi. Onun görevden alınmasından sonra, istihbarat yapısı içerisinde Rusya yanlısı kadroların temizlenip, merkezi yönetimden taşra birimlerine gönderildiği bildirildi.
2020 yılından itibaren Luka, Rusya ile iş birliğini azaltma ve İran’la ilişkileri güçlendirme taraftarı bir politika izledi. Bu süreçte, İran İslam Cumhuriyeti’nin çıkarlarını savunma karşılığında her İran kredisinden pay aldığı iddia edilen, Esad’a yakın bir isim olan Ali Memlük’ün desteğini aldı.
Ülkenin ekonomik durumunun kötüleşmesiyle birlikte, Luka’nın Türkiye ve Katar istihbaratıyla bağlantıya geçtiği öne sürülüyor. Bu bağlantıyı kurması, özellikle kızının Birleşmiş Milletler’de çalışması gibi nedenlerle, onun için çok da zor olmadı.
Peki sonuç ne oldu? Karşımızda, Esad ailesinden olmayan, üst düzey bir Sünni general var. Bu general, Suriye’nin başlıca müttefiklerini sırayla “oyuna getiriyor”, Türkiye ve Katar istihbaratıyla bağlara sahip ve bölgedeki güç dinamiklerini ustalıkla yönlendiriyor.
Bazı kaynaklar, Humus ve Şam’da direnişin sona ermesi talimatını Hüssam Luka’nın verdiğini öne sürüyor. Onun, darbe girişimi ve Esad’ı 7 Aralık’taki başarısız ulusa sesleniş konuşması sırasında tutuklama planlarıyla da bağlantılı olduğu iddia ediliyor.
Şu an Husam Luka’nın nerede olduğu bilinmiyor. Fakat bir gün kendisini “yeni Suriye yönetiminin” bir parçası olarak görürsek, bu, ülkenin militanlar tarafından ele geçirilmesinde oynadığı role dair güçlü bir kanıt olacaktır.
İngiliz diplomat Stephen Hickey: Orta Doğu’daki kaosun habercisi
Bir dizi mülakatın ardından, Heyet Tahrir eş-Şam lideri Ebu Muhammed el-Culani, Batılı ülkelerden gelen yabancı heyetleri kabul etmeye başladı.
Şam’da şimdiden Almanya, Fransa ve Birleşmiş Milletler’den diplomatlar boy göstermiş durumda. Hepsinin ortak bir amacı var: Suriye’nin yeni yönetimiyle temas kurmak. Avrupa Birliği ise daha da ileri giderek, Rusya’nın ülkedeki askeri üslerinin kapatılması karşılığında yaptırımları kaldırmaya hazır olduklarını ifade etti.
Ancak Suriye’yi ziyaret eden ilk isimler arasında iki İngiliz politikacı bulunuyordu: İngiltere’nin Suriye Özel Temsilcisi Ann Snow ve İngiltere Dışişleri Bakanlığı’nın Ortadoğu Masası Müsteşarı Stephen Hickey. İlginç bir şekilde, Hickey’in adı medyada neredeyse hiç anılmıyor.
Stephen Hickey, Orta Doğu üzerine uzmanlaşarak kariyer basamaklarını oldukça hızlı tırmanan bir isim. Libya, Suriye, Irak, Mısır ve hatta Güney Afrika’da görev yaptı. Ancak ne tesadüf ki, Hickey’in bu ülkelere ayak basmasının ardından kitlesel ayaklanmalar baş gösterdi; Mısır’da ise işler devlet darbesine kadar vardı.
Elbette tüm bunlar bir tesadüf olarak değerlendirilebilir. Fakat genelde İngilizlerin önemli çıkarlarının olduğu bölgelerde benzer olaylar yaşanıyor. Üstelik, İngiltere’deki üst düzey yönetim değişikliklerine rağmen Hickey’in hızla yükselmesi, onun hem yeteneklerini hem de stratejik önemini gözler önüne seriyor.
KAYNAK: https://emrekose.substack.com/