Cevad Zarif: "Batı Asya Müslüman Diyalog Birliği (Meveddet) kurulsun"

 

 

 

 

İranlı yazar ve diplomat Cevad Zarif Çarşamba günü The Economist dergisinde bir makale yayınlayarak Basra Körfezi bölgesi ve ötesinde barış ve işbirliğini teşvik etmek üzere Müslüman Batı Asya Diyalog Birliği (MWADA-Meveddet) kurulması çağrısında bulundu. Kişisel sıfatıyla kaleme aldığı yazıda Zarif, bölgesel çatışmaları ele almayı, ekonomik entegrasyonu teşvik etmeyi ve Batı Asya'daki Müslüman uluslar arasında güvenliği güçlendirmeyi amaçlayan kapsamlı bir çerçevenin ana hatlarını çizdi.

 

Zarif'in öngördüğü şekliyle MWADA, İran, Suudi Arabistan, Türkiye ve diğerlerinin de aralarında bulunduğu kilit bölgesel aktörler ile BM elçileri gibi uluslararası paydaşları bir araya getirecektir. Girişim Gazze, Lübnan, Suriye ve Yemen'de ateşkesleri teşvik ederken insani ve siyasi çözümler konusunda diyaloğu kolaylaştırmayı amaçlıyor. Zarif, çerçevenin İslam'ın ortak değerleri ile egemenlik, içişlerine karışmama ve kolektif güvenlik ilkelerine dayanacağını vurguladı.

 

“Ortak dualarımızın dili olan Arapça'da 'dostluk' anlamına gelen MWADA-Meveddet, barış içinde bir arada yaşamayı ve adil ortaklıkları teşvik etmeyi amaçlamalıdır” diye yazan Zarif, bölgesel istikrarsızlığa karşı işbirliği ihtiyacının altını çizdi.

 

Zarif ayrıca, altyapı projelerini finanse edebilecek ve Suriye gibi çatışma sonrası bölgelerde yeniden yapılanmayı destekleyebilecek bir MWADA Kalkınma Fonu aracılığıyla ekonomik işbirliği potansiyelinin altını çizdi. Enerji güvenliği konusuna da değinen Zarif, ticaret yollarının korunması ve güneş ve rüzgar enerjisi de dahil olmak üzere yenilenebilir enerji kaynaklarının araştırılması için bölgesel anlaşmalar yapılmasını önerdi.

 

Zarif'in vizyonu


İran eski Dışişleri Bakanı ayrıca nükleer silahlardan arındırılmış bir Batı Asya için çaba gösterilmesi çağrısında bulunarak İran nükleer anlaşmasının (JCPOA) yeniden canlandırılmasının daha geniş barış gündeminin bir parçası olması gerektiğini belirtti. Ayrıca kültürel değişimlerin, terörle mücadele çabalarının ve medya kampanyalarının anlayış ve bir arada yaşamayı teşvik etmedeki rolüne işaret etti.

 

Zarif İran, Suudi Arabistan ve BAE arasındaki ilişkilerin geliştirilmesinin önemini vurgulayarak bunun aşırıcılık ve mezhepsel bölünmelerin önüne geçebileceğine inandığını belirtti. Tarihsel zorluklara değinen Zarif, “MWADA bizi bölgeyi bir savaş alanı olarak değil, bir dostluk ve empati merkezi olarak yeniden hayal etmeye zorluyor” dedi.

 

Zarif sözlerini cesur bir eylem çağrısıyla bitirdi ve bölge hükümetlerini tarihsel sıkıntıları geride bırakarak barışçıl, istikrarlı ve müreffeh bir Batı Asya yaratma fırsatını değerlendirmeye çağırdı. “ Şimdi harekete geçme zamanıdır” diyerek MWADA'yı bölgede dönüştürücü değişim için bir platform olarak sundu.

 

Zarif, “Bu girişim ortak dinimiz İslam'ın yüce değerlerine, egemenlik, toprak bütünlüğü, müdahale etmeme ve kolektif güvenlik ilkelerine dayanmalıdır” dedi.

 

Zarif, “Esed sonrası Suriye hepimiz için büyük bir zorluk teşkil ediyor. Suriye'nin egemenliğini hiçe sayan İsrail saldırganlığının artması, Suriye'nin toprak bütünlüğüne zarar veren dış müdahaleler, DEAŞ vahşetini anımsatan dehşet verici şiddet sahneleri ile etnik ve mezhepsel şiddet, geniş çaplı bir iç savaşa yol açabilir” ifadelerini kullandı.

 

Zarif sözlerini şöyle sürdürdü: “Ekonomik yardımın temeli olarak Suriye'deki siyasi reformlar, hesap verebilirliği teşvik edecek ve kadın ve azınlık haklarının gelişebileceği güvenli ve istikrarlı bir devletin temellerini atacaktır.”

 

Zarif'in önerdiği girişim ekonomik bir boyut da içeriyor ve ‘çatışma sonrası harap olmuş bölgelerde’ altyapı projelerini finanse etmek üzere bir ‘kalkınma fonu’ kurulmasını öneriyor.

 

Filistin konusunda Zarif, ‘Filistin'de yaşanan insani felaketin bölgesel istikrar için de kritik önem taşıdığını’ söyledi. Girişimin ‘Filistinlilerin kendi kaderlerini tayin etmelerine öncelik verdiğini ve halkın isteklerine tam saygı gösteren adil çözümleri desteklediğini’ belirten Zarif, ayrıntıya girmeden ‘girişimin siyasi çözümleri, ekonomik fırsatları ve Filistinlilerin haklarının tanınmasını içerdiğini’ ifade etti.

 

Zarif, Suudi Arabistan ile ilişkiler konusunda ise şunları söyledi: “Bölgenin en güçlü iki gücü olan İran ve Suudi Arabistan arasındaki ortaklık çok önemli bir rol oynayacaktır. Şii ve Sünni Müslümanlar arasında birlik ve kardeşliği teşvik ederek, tarihsel olarak bölgeyi istikrarsızlaştıran aşırılık ve mezhep çatışmalarına karşı koyabiliriz.”

 

Zarif ayrıca, ortak deniz güvenliği devriyeleri de dahil olmak üzere seyrüsefer özgürlüğü konusunda yeni bir bölgesel iş birliği girişimi sundu.

 

Zarif, “Bölge, Hürmüz Boğazı, Süveyş Kanalı ve Babu’l Mendeb Boğazı gibi hayati stratejik noktaları içeriyor. İran konumu ve güvenlik uzmanlığıyla bu koridorların, özellikle de Hürmüz Boğazı'nın güvenliğinin sağlanmasına katkıda bulunabilir. Diğer ülkeler de Süveyş Kanalı ve Babu’l Mendeb Boğazı'nın güvenliğinin sağlanmasında öncü rol oynayabilir” dedi.

 

İran'ın rolüne ilişkin olarak, “Diğer ülkeler gibi İran da vazgeçilmez bir rol oynayacaktır” diyen Zarif, ülkesinin 45 yıllık sicilini şu sözlerle savundu: “Ülkem güvenlik ve savunma alanlarında olağanüstü bir direnç ve kendi kendine yeterlilik göstermiş ve bölge dışı güçlerin baskılarına rağmen dış yardım almadan ayakta kalmayı ve gelişmeyi başarmıştır. İran'ın bölgedeki kolunu kaybettiği yönündeki yaygın algı, İran'ın direniş güçleriyle bir vekâlet ilişkisi içinde olduğu yönündeki yanlış bir varsayımdan kaynaklanmaktadır.”

 

Zarif, “Direniş Cephesi'ni İran'a mal etme girişimi bir halkla ilişkiler kampanyasına hizmet edebilir, ancak herhangi bir çözümü sekteye uğratacaktır. Meveddet girişimi bölgeyi bir savaş alanı olarak değil, ortak fırsatlar ve kolektif refah arayışıyla karakterize edilen bir sevgi, dostluk ve empati merkezi olarak yeniden tasavvur ediyor. Ortadoğu'yu bir barış ve iş birliği feneri haline getirmek sadece idealist bir istek değil; stratejik bir gerekliliktir. Bu sadece kararlılık, diyalog ve ortak bir vizyon gerektiren ulaşılabilir bir hedeftir” dedi.

 

 

 

KAYNAK: 1. https://english.almayadeen.net/

                2. https://www.indyturk.com/

                3. https://www.economist.com/

Özet
:
İranlı yazar ve diplomat Cevad Zarif Çarşamba günü The Economist dergisinde bir makale yayınlayarak Basra Körfezi bölgesi ve ötesinde barış ve işbirliğini teşvik etmek üzere Müslüman Batı Asya Diyalog Birliği (MWADA-Meveddet) kurulması çağrısında bulundu.
Resim
Türkçe
X