Düzenbaz, profesyonel hırsız: Şoygu'ya yakından bakış
Rusya parlamentosunun üst kanadı Federasyon Konseyi, dün (pazar günü) yaptığı açıklamada, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in yeni kabinenin savunma ve dışişleri bakanları ile üst düzey güvenlik kurumlarına şeflik yapmaları yönünde önerdiği isimleri duyurdu.
Buna göre, Sergey Şoygu Savunma Bakanlığından alınarak Güvenlik Konseyi Başkanlığına atanacak ve yerine, Başbakan Mihail Mişustin’in birinci yardımcısı Andrey Belousov atanacak.
Bu beklendik bir gelişmeydi; nitekim Dugin-Malofeev ekibinin kanalı Tsargard, 7 Mayıs’ta şu haberi yapmıştı:
“Tsargrad’ın hükümet, Kremlin ve Federasyon Konseyi’ndeki kaynakları, Sergey Şoygu’nun Rusya hükümetinden ayrılacağını net bir dille ifade ediyor. Ve halefi şimdiden Devlet Başkanı ile bir araya geldi. Kaynaklara inanmak mantıklı mı? Bunu önümüzdeki günlerde ve hatta saatlerde öğreneceğiz.
6 Mayıs’ta Vladimir Putin, Rusya’nın mevcut hükümetiyle son kez resmi olarak bir araya geldi. ‘Hala görevdeyken’ demek daha doğru olur. Zaten 7 Mayıs’ta, devlet başkanının resmi olarak göreve başlama zamanı geliyor. Bundan sonra, Devlet Başkanı’nın yeni başbakanı Duma’ya ve iktidar blokunun bakanlarını Federasyon Konseyi’ne sunması için tüm bakanlar istifa eder.”
Bu vesileyle Şoygu’nun kim ve neci olduğunu hatırlamak faydalı olabilir. Yıllardır internet ortamında kendisinden “kontrplak Mareşal” olarak bahsediliyor. Yani, ima edilen şey Şoygu’nun Rusya’daki askeri çevrelerde saygı görmeyen sahte bir general olduğu yönündeydi. Bu biraz sığ bir bakış açısı. Epeydir rüşvet ve yolsuzluklarla anılan Şoygu, Ukrayna’daki askeri müdahaleden çok evvelden beridir hazzedilen biri değildi.
Orduda tecrübesi olmayan Şoygu, Kremlin’in pozitif ayrımcı etnik politikası sayesinde bu göreve atandı. Eğer bilmiyorsanız, Şoygu anne tarafından Tuvalı.
Dürüst olmak gerekirse, Şoygu’dan bahsederken oraları uzun uzun anlatmaya gerek yok. Şoygu ve Tuva’da etrafındaki siyasi kodamanların 1990’larda Çeçenistan tarzı bir ayrılma planladıklarını bilmek yeterli. Burada, benzer bir terör dalgasının tüm öncülleri mevcuttu. Tuvalılar tarafından hedef alınan etnik Ruslar, dil ayrımcılığı, işe alımlarda ayrımcılık, Rus siyasetçilere yönelik suikastlar o dönem son derece yaygındı.
Yani Tuva, belki Ukrayna’dan çok daha fazla Rusya karşıtı hissiyata sahipti.
Dolayısıyla Şoygu, Kafkasya’ya dair başvurulana benzer bir yatıştırma stratejisinin parçası olarak yeni Rusya’nın yöneticileri arasına alındı. Moskova, bir aşiret reisiyle kontrat yaparak ve Tuvalıların ayrılma hakkı talep etmemesini teminat altına alma karşılığında tüm yolsuzluklarına göz yumdu.
Fakat Şoygu’nun bu kadar yükselmesinin bir diğer sebebi de Yeltsin’in adamlarına sağladığı askeri hizmetlerdi.
Kariyeri hızlı başladı. 1991’de Yeltsin’in sarayını Şamil Basayev’in Çeçen müfrezeleriyle birlikte korudu. Aynı yıl Yeltsin, Şoygu’yu yeni kurulan ve kurtarma ve afet müdahaleden sorumlu olan Rusya Kurtarma Birliğinin başına atadı. Kurtarma Birliği, önceki Sovyet sivil savunma sistemini ikame etmiş, kısa süre içinde Savunma Bakanlığı’nın 20 bin askeri Sivil Savunma Birliklerini bünyesine katmış ve Şoygu, Rusya Sivil Savunma, Acil Durumlar ve Afet Müdahale Devlet Komitesi başkanlığına atanmıştı.
1991’in ilk yarısında Yeltsin, bu yarı yasal çeteyle kendi müfrezelerini oluşturma fırsatı elde etmişti. Şoygu’nun emrindeki paramiliter yapılar, hem 1991 hem de 1993’teki kaotik süreçlerde Yeltsin’in yardımına koşmuştu.
Ve Tuva kısa sürede Rusya Federasyonu’nun en yoksul ve perişan toprakları haline geldi. Kadirov’un aksine Şoygu, nedense ganimetin en azından bir kısmını bile memleketlileriyle paylaşma zahmetine girmedi. Hatta muhtemelen kendisinden önce gelen herkesten daha fazla çaldı.
Şoygu, Rusya’nın kurumlarını çürüttüğü uzun yıllar boyunca dokunulmazlığını pekiştirdi. Hatta geçtiğimiz yıllarda gayri meşru kızı aracılığıyla Litvanya’daki paravan şirketlerde para sakladığı ortaya çıkmıştı. Bunlar taşınan büyük meblağlardı ve nereden bulduğu sorusu akla geliyor. Bu elbette ordudaki yağmayla izah edilebilir.
Kahyası İvanov’un müstehcen miktarlarda para çaldığı gerekçesiyle kovulup cezaevine gönderilmesi, ilk defa yaşanmış bir hadise değil. Şoygu’nun astlarının yediği herzeler saymakla bitmez. Mesela Acil Durumlar Bakanlığı (Emerkom) İç Güvenlik Teşkilatı Başkanı Korgeneral Vladimir Ganeyev. Bu dayı, tıpkı Şoygu gibi, en önde gelen Başkurt ailelerindendi. Savcılığa göre Ganeyev, emniyette “üniformalı kurt adamlar” olarak anılan çetenin elebaşısıydı.Bu çete Moskova’daki tüm kumarhaneleri ele geçirmişti. Sonuç olarak Ganeyev, organize suç örgütü kurma, yolsuzluk ve gasp suçlamasıyla 20 yıl hapis cezası aldı. Ve Şoygu’nun, en yakın adamının faaliyetlerinden uzun yıllar boyunca haberdar olmaması mümkün değildi.
Şoygu’nun Acil Durumlar Bakanlığı döneminde yaptıklarının listesi epey uzun. “Lider” adında kurdukları bir ölüm mangasından sıkça söz edilir. Lider hakkında kimse bir şey bilmiyor, ancak 1500 kadar profesyonel milis gücünü barındırdığı söyleniyordu. Sahada on binlerce Sivil Savunma görevlisi de cabası.
Buna ek olarak, Acil Durumlar Bakanlığının kendi askeri havacılık ve zırhlı birlikleri var. Dolayısıyla Acil Durumlar Bakanlığı, en hassas görevleri yerine getirmek üzere tasarlanmış gerçek bir özel ordu.
Başka bir deyişle, Acil Durumlar Bakanlığı kodamanlara korumalık yapmak mükellef. Ve Acil Durumlar Bakanlığı, ne kadar garip görünse de iddia ettiğinin aksine pek de halka hizmet etmiyor. Birden fazla kez, felakete yakalanan insanlar, Emerkom görevlilerinin öylece ölmelerini seyrettiklerini söylüyorlardı. Kendileri arandığında ise “emir gelmedi” cevabını veriyorlardı. Örneğin 2012’de Krasnodar Krayı’nda yaşanan selde olanlar bu şekildeydi.
Şoygu’nun Rublevo-Uspenskoye otoyolu üzerinde yaklaşık 18 milyon dolar değerinde bir arazisi var. Toplam 9 bin metrekare alana sahip iki arsa 2010 yılında bakanın kızı Ksenya Şoygu tarafından 9 milyon dolara satın alındı. Arsaların birinde yer alan oryantal tarzda bir kompleksin inşası da en az 9 milyon dolara mal oldu. Aynı zamanda, gelir beyanına göre Şoygu ailesinin 2010 ve 2012 yılları arasındaki bütçesi 173 milyon rubleydi.
Şoygu’nun kızı Ksenya ise ayrı bir hikâye.Ksenya Şoygu’nun 500 milyon ruble değerinde dairesi ve iki yıl boyunca devlet tesislerinden 2,1 milyar ruble net kâr elde eden Energoresurs Konsorsiyumunda hissesi var.
Başbakan Mihail Mişustin hükümetinin Şoygu’nun kızına 4,5 milyar dolar verdiği de bilenen bir şey. Mişustin, geçen yıllarda Ksenya Şoygu’nun başkanlığını yaptığı kâr amacı gütmeyen kuruluşun faaliyetlerinin kamu bütçesinden finanse edilmesini öngören karara imza atmıştı. Ksenya Şoygu’nun devletle olan güçlü dostluğunun tek örneği bu da değil.
Ksenya “vatansever” eğilimleriyle de tanınıyor. Daha önce, çocuklar ve gençlere yönelik Unarmiya hareketinin üyelerindendi. Ancak Ukrayna’daki askeri müdahale başladığında Şoygu ailesi vatanseverlik sınavından kaldılar.
Çatışmaların ve kısmi seferberliğin en yoğun olduğu dönemde Ksenya Şoygu ve kocası Aleksey Stolyarov, Dubai’de Caesars Palace Dubai otelinde geceliği 40 bin ruble olan bir odada tatil yapıyordu.
Nasıl oluyor da Şoygu’nun damadı Stolyarov, askerlik çağında olan son derece sportif, vatansever bir adam, orduda görev yapmıyor da yabancı tatil beldelerinde? Bunlar hep bilindik hikâyeler…
YAZAR : Emre Köse
KAYNAK : Emrekose.substrack.com