Hiroşima'yı anma gününde bombayı atan ABD'nin adı anılmadı

 

 

2.Dünya Savaşı'nın mağlup iki ülkesi olan Almanya ve Japonya'nın bugün savaşın üzerinden 80 yıl geçtiği halde hala birer ABD uydusu gibi hareket etmeleri tarihte ülkeleri işgale uğramış sayısız örneklerle karşılaştırıldığında herhalde eşine az rastlanır bir garabet örneğidir. Her iki ülke onlarca ABD üssü ve onbinlerce Amerikan askerine ev sahipliği yapıyorlar - Almanya'da 50'ye ve Japonya'da 100'e yakın üs var-. Ülke savunması tamamen ABD'nin insafına bırakılmış durumda.

 

Asıl aci olanı ise beyinlere vurulan zincirler. Savaşın sonuçlarından düşmanlarını değil kendi atalarını sorumlu tutan ve adeta kendilerini katleden güce hayranlık duyan bir nesle sahip olan bu ülkeler sosyal psikoloji üzerinden derinlemesine tahlil edilmeli. Onuruna çok düşkün bir yerel kültüre sahip olan olan Japonya'nın dünyada en yüksek intihar oranlarına sahip ülkeler arasında olması, muhtemelen bu eziklik nedeniyle olsa gerek.

 

Hiroşima'yı anma günü etkinliğinde Japon Başbakan Kishida, konuştu da konuştu ama atom bombasını atan güce tek bir kelime bile söylemeye cesaret etmedi:

 

 

Hiroşima'ya atılan nükleer bombanın kurbanları için 6 Ağustos'ta Barış Parkı'nda bir anma töreni düzenlendi ve Japon kentinin dünyada nükleer silahların dehşetini yaşayan ilk şehir olmasına neden olan trajedinin 79. yıldönümü anıldı. Ancak, yüz binlerce kişinin ölümüne neden olan bombaları atan ABD'ye rağmen, Japonya Başbakanı Fumio Kishida sorumluların kim olduğundan bahsetmedi ve bunun yerine sözde Rus nükleer tehdidi konusunda uyarıda bulundu.

 

Anma töreni geleneksel olarak şehrin internet sitesinden, büyük televizyon kanallarından ve internetten canlı olarak yayınlanmaktadır. Tören, atom bombası ve sonrasında hayatını kaybedenlerin listesinin yer aldığı anıtta sabah saat 8:00'de başlıyor. Bu yıl 344.000 kişilik listeye 5.079 isim daha eklendi.

 

Törenin her yıl düzenlendiği Barış Parkı, 6 Ağustos 1945 bombardımanının merkez üssünde, nükleer bombanın gücünün kurbanlarının bedenlerini buharlaştırdığı yerde bulunuyor. Parkta, tepesinde Budist pagodası bulunan bir tepe şeklinde, ABD bombardımanının kimliği belirlenemeyen 70.000 kurbanının küllerinin bulunduğu bir toplu mezar bulunmaktadır. Barış Parkı'nda, yanında anma töreninin yapıldığı anıtın üzerinde şöyle yazıyor: "Huzur içinde yat, Çünkü hata tekrarlanmayacak."

 

Törene Kishida, hükümet üyeleri, parlamenterler ve 109'dan fazla ülkeden diplomatik misyon temsilcileri katıldı. Bu yıl üçüncü kez düzenlenen törene, Filistin ve İsrail temsilcileri davet edilmesine rağmen Rusya ve Belarus diplomatik misyon temsilcileri davet edilmedi.

 

Hiroşima'ya atom bombasının atıldığı saat olan sabah 8:15'te çiçek bırakılmasının ardından bir dakikalık saygı duruşunda bulunuldu. Daha sonra Şehrin Belediye Başkanı Kazumi Matsui tarafından sembolik bir 'barış ilanı' yapıldı ve ardından yine sembolik olarak gökyüzüne beyaz güvercinler bırakıldı. Törende geleneksel olarak şehirdeki okul çocuklarının barış yemini etmelerinin yanı sıra bombardımandan kurtulanların temsilcileri de yer alıyor.

 

İlginçtir ki Kishida, Hiroşima'ya atom bombası atılmasının kurbanları için düzenlenen anma töreninde yaptığı konuşmada, nükleer bombanın ABD tarafından şehre atıldığından hiç söz etmedi.

 

"Yetmiş dokuz yıl önce bugün, bir atom bombası, sayılarının 100,000'den fazla olduğu söylenen insanları değerli yaşamlarından mahrum bıraktı. Şehri küle çevirdi ve insanları acımasızca hayallerinden ve parlak geleceklerinden mahrum bıraktı. Ölümden kurtulanlar bile tarif edilemeyecek zorluklar yaşadı. Başbakan olarak, burada atom bombasının kurbanı olan ruhlara en içten taziyelerimi sunuyorum, ayrıca atom bombasının artçı etkilerinden dolayı halen acı çekenlere de en içten sempatilerimi sunuyorum."

 

Ancak Başbakan şehre nükleer silahlarla saldıran ve böylesi bir "yıkım ve insani acıya" neden olan ülkenin hangisi olduğunu doğrudan söylemedi. "Savaşta nükleer yıkımın dehşetini yaşamış tek ülke olarak Japonya'nın nükleer silahların olmadığı bir dünyanın gerçekleştirilmesine yönelik çabalarını zaman içinde istikrarlı bir şekilde arttırma misyonu vardır" dedi.

 

Daha da ileri giderek Rusya'dan geldiği iddia edilen bir "nükleer tehdide" atıfta bulundu ve bunun "nükleer silahsızlanmayla ilgili durumu daha da zorlaştırdığını" söyledi.

 

Kishida "Nükleer silahsızlanmaya yönelik yaklaşımlar, Rusya'nın nükleer tehdidi ve diğer endişeler konusunda uluslararası toplum içinde giderek derinleşen bölünme, nükleer silahsızlanmaya ilişkin durumu daha da zorlaştırıyor" dedi.

 

Konuşmanın tamamı, Japonya başbakanının bir yıl önce yaptığı ve ABD'den hiç söz etmediği konuşmayla büyük benzerlikler taşıyordu.

 

Halbuki ABD, tarihte silahlı bir çatışmada nükleer silah kullanan tek ülkedir. 6 Ağustos 1945'te bir Amerikan B-29 savaş uçağı Hiroşima'nın üzerine atom bombası atarak çoğu sivil 126,000 kişinin ölümüne neden oldu. Bir başka nükleer bomba da 9 Ağustos'ta Nagazaki kenti üzerinde patlatıldı ve 80,000 kadar insanın ölümüne neden oldu. Bu yıkıcı saldırılar Japonya'nın bir hafta sonra Müttefik güçlere teslim olmasına yol açarak İkinci Dünya Savaşı'nın sona ermesine neden oldu.

 

Tokyo, Amerikalıların Japonya topraklarını işgal etmesinden ve nükleer bombalamaların ardından ülkenin anayasasını yazmasından bu yana Washington'un müttefiki olmuştur.

 

Kishida ABD tarafından işlenen bir toplu katliamı Rus nükleer tehdidi konusunda uyarıda bulunmak için bir fırsat olarak kullandı. Japonya'nın İkinci Dünya Savaşı'ndaki yenilgisinin üzerinden pek de uzun olmayan bir zaman geçtiği düşünüldüğünde, yüz binlerce Japon vatandaşının anlamsız ve gereksiz yere öldürülmesinin faili olarak ABD'den bahsetmemesi, ancak sözde bir Rus nükleer tehdidi konusunda uyarıda bulunması, Kishida'nın ülkesini Washington'un bir uydusu haline getirdiğinin bir göstergesidir.

 

BM Genel Sekreteri Antonio Guterres de yıldönümü dolayısıyla yayınladığı mesajda ABD'nin Hiroşima'nın bombalanmasındaki rolünü görmezden geldi. X (eski adıyla Twitter) üzerinden "6 Ağustos 1945'in derslerini unutmamalıyız" diye yazan Guterres, nükleer silahların "gerçek ve mevcut bir tehlikeyi temsil ettiğini" de sözlerine ekledi.

 

Geçtiğimiz hafta ABD'nin uzay politikasından sorumlu Savunma Bakan Yardımcısı Vipin Narang, Çin'in nükleer silahlanması, Rusya-Kuzey Kore işbirliği ve Moskova'nın nükleer anti-uydu silahları geliştirdiği iddiaları nedeniyle Washington'un "nükleer silah cephanelikleri üzerindeki kısıtlamaların tamamen ortadan kalktığı bir dünyaya hazırlanması gerektiğini" iddia etti.

 

 

 

KAYNAK: 1. https://www.globalresearch.ca/

                2. https://www.rt.com/

Özet
:
Hiroşima'ya atılan nükleer bombanın kurbanları için 6 Ağustos'ta Barış Parkı'nda düzenlenen anma töreninde yüz binlerce kişinin ölümüne neden olan bombaları atan ABD'ye rağmen, Japonya Başbakanı Fumio Kishida sorumluların kim olduğundan bahsetmedi ve bunun yerine sözde Rus nükleer tehdidi konusunda uyarıda bulundu.
Resim
Türkçe
X