Netanyahu'dan Gazze açıklaması: 'ABD'de daha fazla insan açlıktan ölüyor'
İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu, İsrail'in Hamas'la savaşı boyunca Gazze'deki Filistinli siviller arasında açlıktan öldüğü resmi olarak teyit edilen sadece birkaç düzine insan olduğunu savunarak Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin suçlamalarını bariz yalanlar olarak reddetti.
Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin üst düzey savcısı Karim Khan, İsrail Başbakanı Netanyahu ve İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant hakkında yakalama emri çıkarılmasını talep ederek, üst düzey yetkililerin diğer suçlarının yanı sıra 'savaş suçu olarak sivillerin bir savaş yöntemi olarak aç bırakılmasından' ve 'insanlığa karşı suç olarak açlıktan kaynaklanan ölümler bağlamında imha ve/veya cinayetten' suçlu olduklarına inanmak için 'makul gerekçeler' olduğunu savunmuştu.
Khan ayrıca İsrail'i 'gıda kuyruğunda bekleyenler de dahil olmak üzere sivillere yönelik diğer saldırılar' ve 'insani yardım kuruluşlarının yardım ulaştırmasını engellemekle' suçlamıştı.
İsrail Başbakanı Netanyahu verdiği bir röportajda tüm bu suçlamaları reddettiğini açıkladı.
Açıklamalarında açlık suçlamasına değinen Netanyahu, "Toplam 500 bin ton gıda ve ilaç gönderdik. 20 bin kamyon aldık. Bu kamyonları yerleştirmek için yollar açtık. Hamas'ın kapattığı sınır kapılarını açtık. Hava ve deniz yoluyla ikmal yaptık. Yani, bütün bunlar saçmalık. Şunu bilmelisiniz ki Gazze'de gıda fiyatları yüzde 80 oranında düştü. Piyasalar yalan söylemez" cümlelerini ileri sürdü.
İsrail Başbakanı Netanyahu, UCM'yi antisemitizmle suçlayanbu tür bir iftiranın 'Yahudi halkına çağlar boyunca atıldığını ve şimdi Yahudi devletine karşı da yenilendiğini' iddia etti.
Netanyahu açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
Sanırım 2 milyonluk bir nüfusta 23 ya da 30 yetersiz beslenme vakasından bahsediliyor. Tamam, Amerika Birleşik Devletleri'nde 2022 yılında yetersiz beslenmeden 20 bin ölüm oldu. Bu Gazze'dekinden üç kat daha fazla.
Mart ayında Birleşmiş Milletler destekli hazırlanan bir raporda Gazze nüfusunun yüzde 70'inden fazlasının 'felaket boyutunda açlıkla' karşı karşıya olduğu uyarısında bulunulmuş ve derhal yardım edilmediği takdirde her 10 bin kişiden ikisinin açlık, yetersiz beslenme ve hastalık nedeniyle her gün ölmesinin beklendiğini belirtilmişti.
BM Filistinli Mültecilere Yardım Ajansı (UNRWA) yaptığı açıklamada Refah kentinde gıda dağıtımının malzeme eksikliği ve İsrail'in saldırısı sırasındaki güvensizlik nedeniyle askıya alındığını bildirmişti. İsrail'in bu ayın başlarında Refah ve çevresindeki askeri operasyonlarını artırarak Mısır'ın Sina Yarımadası'na açılan sınır kapısını kapatmasından bu yana uluslararası yardım sevkiyatı önemli ölçüde azaldı.
Buna ek olarak Filistin Sağlık Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, İsrail'in 7 Ekim'den bu yana Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırılarda ölenlerin sayısının 35 bin 647'ye, yaralı sayısının 79 bin 852'ye yükseldiği kaydedilmişti.
'Seyahat etme konusunda endişeli değilim'
İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu yaptığı bir başka açıklamada, Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin (UCM) kendisi hakkında tutuklama emri talep etmesine rağmen yurtdışına seyahat etmekten endişe duymadığını söyledi.
Netanyahu açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
Hayır, seyahat konusunda endişeli değilim. Statümüz konusunda hiç endişe duymuyorum. Bence savcı kendi statüsünden endişe etmeli zira Uluslararası Ceza Mahkemesi'ni hakikaten ayaktakımı bir kuruma dönüştürüyor.
Netanyahu açıklamasında ayrıca insanların Uluslararası Ceza Mahkemesi'ni ciddiye almayı bırakacağını ve onu 'siyasallaşmış bir kurum' olarak görmeye başlayacağını sözlerine ekleyerek savcının hamlesini 'adaletin çarpıtılması ve ayaklar altına alınması' olarak nitelendirdi.
'Hem Bin Ladin'e hem Bush'a yakalama emri çıkartmak gibi'
İsrail lideri, ABC'nin Good Morning America programına katıldığında da aynı savları tekrarladı. UCM Başsvcısı'ndan "Bu adam İsrail'i şeytanlaştırmaya çalışıyor. İyi iş çıkarıyor. İsrail'in demokratik olarak seçilmiş liderleri ile terörist elebaşıları arasında sahte simetri yaratıyor" diye söz eden Netanyahu, şu kıyaslamayı yaptı:
"Bu, 11 Eylül 2001 saldırılarından sonra 'sen buraya gel, bakalım' demek gibi bir şey. Yani aynı anda hem (Kaide lideri) Usame bin Ladin hem de (dönemin ABD Başkanı) George W. Bush için yakalama emri çıkarıyorum. 2. Dünya Savaşı sonrası hem (Nazi lideri) Adolf Hitler hem (dönemin ABD Başkanı) Franklin D. Roosevelt için yakalama emri çıkarıyorum."
Haksız mı?
11 Eylül sonrası 'terörle savaş' adı altında 2001 Afganistan ve 2003 Irak işgallerinde savaş ve insanlık suçlarının ayyuka çıkmasına rağmen uluslararası hukuk kapsamında Bush yönetiminden kimseye hesap sorulmamış olması bakımından, İsrail Başbakanı, haksız sayılmaz. Washington'ın ABD'nin ayrıcalıklı ülke olduğu iddiasını tüm dünyaya dayatıp her ne yaparsa yapsın dokunulmazlık zırhı ardında kalması, İsrail'in de önünü açtı.
Putin, Kaddafi, Kony
BM Genel Kurulu'nda alınan karar sonucu 1998'de Roma Statü Anlaşması'yla kurulan ve 2002'de faaliyete geçen UCM, bugüne dek genelde Afrika ve Asya'daki savaş suçları ve insanlığa karşı suçları soruştururken, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, eski Libya Devlet Başkanı Muammer Kaddafi ve Ugandalı gerilla lideri Joseph Kony için yakalama emri çıkardı. Bireyleri soykırım, insanlığa karşı suçlar, savaş suçları ve saldırı suçlarından yargılama yetkisine sahip ilk ve tek daimi uluslararası mahkemenin vizörüne bugüne dek ABD'den herhangi bir isim takılmadı.
KAYNAK : https://anlatilaninotesi.com.tr/20240522/israil-basbakani-netanyahudan-gazze-aciklamasi-abdde-daha-fazla-insan-acliktan-oluyor-1084092496.html
KAYNAK : https://m.nerinaazad2.com/tr/news/regions/middleeast/netanyahu-abdde-gazzedekinden-cok-daha-fazla-insan-acliktan-oeluyor-664dfd999a39b