The Guardian: Hizbullah-İsrail savaşında uğursuz bir eşik daha aşıldı
İngiliz The Guardian gazetesi, gazetenin İsrail-Hizbullah çatışmasına ilişkin görüşünü editoryal imzalı bir yazı ile duyurdu. Gazete, İsrail'in Hizbullah'a hafta sonu yaptığı saldırılar ile Hizbullah'ın Fuad Şükr'ün hedef alınmış olmasına karşı misilleme amaçlı İsrail'e yaptığı saldırıların bölgede tüm tarafları içine katacak bir bölgesel savaşa dönüşebileceği uyarısında bulunarak savaşı durdurmanın en kolay ve kısa yolunun Gazze'de 11 aydır süregelen İsrail saldırganlığının sona erdirilmesi olduğuna vurgu yapıyor.
İsrail'in Pazar sabahı Lübnan'ın güneyine düzenlediği hava saldırıları ve hemen ardından Hizbullah tarafından fırlatılan yüzlerce insansız hava aracı ve roket, 7 Ekim'deki Hamas saldırılarından bu yana İsrail'in kuzey sınırında yaşanan en büyük çatışma oldu. Gazze'de ateşkes müzakereleri tıkanmaya devam ederken ve Filistinlilerin bölgedeki korkunç ölü sayısı 40,000'i aşarken, Lübnan'ı da kapsayan ve Hizbullah'ın hamisi İran'ın da dahil olduğu bölgesel bir savaş kabus senaryosu korkutucu bir şekilde mümkün olmaya devam ediyor.
En azından şimdilik, hafta sonundaki karşılıklı güç gösterisine rağmen, tüm taraflar böyle bir sonuçtan kaçınmaya istekli görünüyor. Geçtiğimiz ay İsrail'in Hizbullah'ın üst düzey komutanlarından birini öldürmesinin ardından İsrail'in Hizbullah ile ilişkilerini yöneten acımasız koreografide Pazar günkü saldırı Kudüs tarafından hesaba katılmış olacak. Hizbullah lideri Hasan Nasrallah, askeri mevkileri ve Tel Aviv yakınlarındaki Mossad casus üssünü hedef alan saldırıda İsrailli sivil kayıpları riske atmama kararı alındığını vurguladı.
İsrail Dışişleri Bakanı Israel Katz ise İsrail'in topyekûn bir çatışma istemediğini, 40 kadar roket mevziini imha etmek üzere önceden harekete geçtiğini belirtti. Her iki tarafta da sivil ölümlerin olmaması, seçenekleri açık tutarken tırmanma seviyelerini kalibre etme arzusuna işaret ediyor. Hamas lideri İsmail Haniye'nin Tahran'da öldürülmesinin ardından henüz misilleme yapmayan İran da itidalli bir dil kullanırken karşılık verileceğinin garantisini veriyor.
Bu temkinlilik, risklerin baş döndürücü derecede yüksek olduğunun altını çiziyor ve hesaplanmış bir siyasi çıkarı yansıtıyor. İsrail kuzeyde İsraillilerin hayatına mal olacak yeni bir cephe açmak istemiyor, Hizbullah ise 2006'daki ikinci Lübnan savaşının felaketle sonuçlanacak bir tekrarını göze almak istemiyor. Ancak mesajlar patlayıcılar aracılığıyla iletildiği için yanlış hesaplama ve istenmeyen sonuçlar doğurma riski yüksek.
Hizbullah'ın faaliyetleri nedeniyle kuzeyden göç etmek zorunda kalan 80,000 İsrailli nedeniyle Benjamin Netanyahu üzerindeki iç baskı artarken, Pazar günkü hava saldırılarının “hikayenin sonu olmadığı” sözünü yerine getirmesi muhtemel görünüyor. İran'ın hangi noktada vekili adına müdahalede bulunmayı gerekli göreceği ise bilinmezliğini koruyor.
Bu uğursuz ve tehlikeli bağlamda, bu hafta Kahire'de Mısır, Katar ve ABD'nin arabuluculuğunda yapılan Gazze ateşkes görüşmeleri daha da önem kazanıyor. Gazze halkına çektirilen amansız acıların sona ermesi ve 7 Ekim'de kaçırılan rehinelerin geri dönmesi, Hizbullah'ın elindeki en önemli kozu ortadan kaldıracak ve bölgesel gerginliklerin daha geniş çapta yatıştırılması için bir fırsat sunacaktır.
Ne yazık ki İsrail askerlerinin Gazze'de kalmaya devam etmesi konusundaki anlaşmazlık nedeniyle bir anlaşmaya varılması ihtimali zayıf görünüyor. Netanyahu'nun kendi çıkarı çatışmayı uzatmak, koalisyon hükümetindeki aşırı sağı yatıştırmak ve 7 Ekim'den sonraki siyasi hesaplaşmayı ertelemekte yatıyor. Yatıştırması gereken bir ulusun öfkesi ve yolsuzluk suçlamalarıyla karşı karşıya kalan Netanyahu'nun kendini koruma içgüdüsü, Hamas'ın başlattığı şiddet döngüsünden çıkmasının önündeki en büyük engel haline geldi.
Bu döngü devam ettiği ve Gazze'deki Filistinlilere reva görülen vicdansız muamelenin sürmesine izin verildiği sürece, ister kazara ister kasıtlı olsun, bölgesel bir yangın tehlikesi de büyüyecektir. Bu hafta sonu İsrail'in kuzey sınırında meydana gelen patlama, ölümcül olmasa da ölçek olarak, aşılan bir başka eşiği temsil ediyor.
KAYNAK: https://www.theguardian.com/