Ürdün parlamento seçimlerinde Müslüman Kardeşler 31 sandalye kazandı
İsrail'in Gazze'yi işgaline karşı çıkmayı kampanyasının merkezine koyan İslamcı bir parti, Ürdün'de Çarşamba günü açıklanan sonuçlara göre seçimlerde önemli bir başarı elde ederek Müslüman Kardeşler'e Ürdün Parlamentosu'nda daha büyük bir yer kazandırdı.
Seçim sonuçları, İsrail'in Hamas'a karşı yürüttüğü savaş nedeniyle halkın öfkesinden faydalanmayı başaran İslami Hareket Cephesi (IAF- İslamic Action Front) için şimdiye kadarki en iyi sonuç oldu.
Seçim komisyonu tarafından açıklanan sonuçlara göre, Arap dünyasında birçok ülkede yasaklanmış olan Müslüman Kardeşler'in siyasi kolu olan İslami Hareket Cephesi artık Parlamento'da büyük bir bloğu kontrol edecek. Müslüman Kardeşler 138 sandalyenin 31'ini kazandı.
Ancak hükümet, müttefiki olan iki partinin toplamda yaklaşık 70 sandalye kazandığı göz önüne alındığında, hükümet muhtemelen önemli bir çoğunluğu elinde tutacak. Bağımsız milletvekilleri ve daha küçük partileri temsil edenlerin yanı sıra kota sistemiyle seçilen milletvekillerinin de hükümet politikalarını desteklemesi muhtemel.
Analistler, Ürdün'de İslamcılar artık daha fazla söz sahibi olsa da, krallığın bölgedeki en istikrarlı ve seçime açık ülkelerden biri olarak ününün muhtemelen sarsılmayacağını söylüyor.
Londra'daki Chatham House düşünce kuruluşunda Ürdün ve bölge politikaları uzmanı olan Neil Quilliam, “ Bu, hükümetin genel olarak memnun olacağı bir sonuç” dedi.
Quilliam oylamayı, İsrail'in on binlerce insanın öldürüldüğü Gazze Şeridi'nde Hamas'a karşı yürüttüğü saldırılara karşı kamuoyunda oluşan öfke için bir tür emniyet supabı olarak nitelendirdi.
“Sistem seçimlere ve İslamcıların söz sahibi olmasına izin verecek kadar esnek” dedi.
Seçim, Kral 2. Abdullah'ın daha fazla demokratikleşmeyi teşvik etmek amacıyla seçim yasasında yaptığı ve odağı bireysel adaylardan siyasi partilere kaydıran değişiklikler de dahil olmak üzere bir dizi reformun ardından yapılan ilk seçim oldu.
Parlamento seçimleri, siyasi partilere ilk kez 41 sandalye tahsis eden 2022 seçim yasasının ardından yapılan ilk seçim oldu.
Yenilenen yasa, aşiretlerin iktidar üzerindeki etkisini hafifletmeyi ve partileri güçlendirmeyi amaçlıyor. Ürdün'de kral nihai karar merciidir ve neredeyse mutlak otoriteye sahiptir.
Ancak parlamento, özellikle bölgesel gerilim dönemlerinde, hem yasaların çıkarılması ve kabul edilmesi hem de Ürdün'ün siyasi sisteminin meşrulaştırılması açısından önemli bir işlev görüyor
İsrail'in onbinlerce kişiyi katlettiği Gazze savaşından önce bile, pek çok vatandaşı Filistin kökenli olan Ürdün'de hükümetin İsrail'le olan bağlarına yönelik hoşnutsuzluk yüksekti. Gazze'ye yönelik saldırı ve İsrail hükümetinin işgal altındaki Batı Şeria'da uyguladığı baskılar halkın öfkesini körükleyerek bir dizi kitlesel gösteriye yol açtı. Yüzlerce protestocu tutuklandı.
Kral Abdullah Gazze'de yaşanan acıları dayanılmaz olarak nitelendirdi, ateşkes çağrısında bulundu ve İsrail'in yanında bir Filistin devletinin kurulmasından yana olduğunu söyledi. Hükümet ayrıca İsrail'in çatışmayı yönetme biçimini kınadı ve Filistinlilerin Batı Şeria'dan Ürdün'e nakledilmesinin savaş ilanı anlamına geleceğini söyledi.
Ürdün aynı zamanda Washington'un bölgesel bir müttefiki. Ordusu, Nisan ayında İran tarafından İsrail'e doğru ateşlenen füze ve insansız hava araçlarının düşürülmesinde İsrail, ABD ve diğer ülkelere katıldı.
Ürdün'ün başkenti Amman'da yaşayan siyasi analist ve köşe yazarı Mohammad Abu Rumman, seçim sonuçlarının hükümetin dengeleme çabasının sınırlı bir başarıya ulaştığını gösterdiğini söyledi. Ebu Rumman, “Müslüman Kardeşler'e verilen oylar, hükümet ile halk arasında derinleşen güven eksikliğini, yıllar içinde genişleyen ve resmi makamlar tarafından büyük ölçüde göz ardı edilen bir uçurumu yansıtıyor” dedi.
Müslüman Kardeşler Mısır'da Pan-İslamist bir örgüt olarak kuruldu, ancak kampanya sırasında İslami Hareket Ürdün hükümetinin iç politikalarını da eleştirerek işsizlik, yolsuzluk, yoksulluk ve diğer konulardaki hoşnutsuzluklardan da faydalanmaya çalıştı.
Parti Çarşamba günü elde edilen seçim kazanımlarını tüm ülke için bir zafer olarak nitelendirdi.
Parti sözcüsü Moath al-Khawaideh Facebook'ta yaptığı paylaşımda “Elde ettiğimiz ileri sonuçlar devletimizin gücünü, direncini ve istikrarını güçlendirecektir” dedi. Sözcü, oylamanın partinin Filistin direnişi konusundaki duruşunu teyit ettiğini söyledi.
Müslüman Kardeşler'in lideri Murad Adailah Reuters'e yaptığı açıklamada, zaferlerinin Hamas'a, müttefiklerine ve İsrail'le 1994'te imzalanan barış anlaşmasını geçersiz kılma isteklerine verdikleri desteği onaylayan bir “halk referandumu” olduğunu söyledi.
Oylama neden önemli?
1999'da babasının yerine geçen Kral Abdullah II, hükümet atama ve parlamentoyu feshetme yetkisine sahip. Meclis, güvensizlik oylaması yoluyla bir kabineyi istifaya zorlayabilir.
Abdullah, parlamento çoğunluğuyla kurulan hükümetlerin Ürdün'ü sınırlarındaki çatışmalardan korumaya yardımcı olmasını ve siyasi reformları hızlandırmasını bekliyor. Ürdün'de kamu borcu yaklaşık 50 milyar dolara ulaştı ve işsizlik bu yılın ilk çeyreğinde %21'e ulaştı.
Krallık güçlü bir ABD müttefiki olmasına ve İsrail ile diplomatik ilişkilerini sürdürmesine rağmen, halk Filistinlilere büyük ölçüde sempati duymaktadır.
IAF, Hamas yanlısı gösteriler de dahil olmak üzere bölgedeki en büyük protestolardan bazılarını organize etmiştir.
Seçime katılım oranı bir önceki seçime göre biraz artarak yüzde 32 civarında gerçekleşti, ancak hükümetin demokratikleşme hamlesine rağmen bu oran hayal kırıklığına uğramış bir seçmen kitlesinin açık bir işaretiydi. Katılım, genellikle hükümetle aynı çizgide olan aşiret liderlerinin geleneksel olarak blok oylamayı denetlediği kırsal bölgelerde en yüksek, Amman gibi şehir merkezlerinde ise daha düşüktü.
Katılımın düşük olması, Parlamento'nun dış politikanın şekillendirilmesinde doğrudan bir rolü olmadığı gerçeğini de yansıtıyor olabilir. Uzmanlar bu durumun Müslüman Kardeşler'in savaşı merkezi bir mesele haline getirme çabalarını köreltmiş olabileceğini söylüyor.
Amman'da yaşayan bölgesel güvenlik uzmanı ve üniversite profesörü Amer Al Sabaileh, pek çok Ürdünlünün Parlamento'yu endişelerini giderecek kapasitede görmediğini söyledi.
“Seçmen katılımı düzeyinde bir başarısızlık söz konusu” dedi. “Kimse değişim hikayesini satın almadı.”
YAZAR: Matthew Mpoke Bigg
Matthew Mpoke Bigg, The Times'ın son dakika ve gelişmeleri takip eden Live ekibinde Londra merkezli bir muhabirdir
KAYNAK: 1.https://www.nytimes.com/