ABD elçisi Amos Hochstein Lübnan'da, Blinken'da pazar günü bölgeye geliyor

 

 

 

ABD elçisi Amos Hochstein Çarşamba günü yaptığı açıklamada Lübnan Hizbullah'ı ile İsrail arasında topyekûn bir savaşı önlemek için çeşitli diplomatik düzeylerde çalışmaların sürdüğünü ancak bunun Perşembe günü Doha'da yapılan ve Kahire'de devam edeceği açıklanan Gazze ateşkes görüşmelerinde ilerleme kaydedilmesine bağlı olduğunu doğruladı.

 

Amerikan Başkanı Joe Biden'ın kıdemli danışmanlarından Hochstein, İsrail'in geçtiğimiz ay Beyrut'un güney banliyölerinde İslamcı grubun üst düzey bir komutanını öldürmesinin ardından Hizbullah ile İsrail arasındaki gerilimin tırmanmasını engellemek amacıyla günün erken saatlerinde Lübnan'ın başkentine indi.

 

ABD'nin Lübnan Büyükelçisi Lisa Johnson'ın eşlik ettiği Hochstein, Lübnan'ın geçici Başbakanı Necip Mikati ve Dışişleri Bakanı Abdullah Bou Habib ile bir araya geldi.

 

Hochstein, Lübnan'ın İsrail ile olan güney sınırındaki sınır ötesi çatışmaların sona erdirilmesine katkıda bulunacağını söylediği Gazze ateşkes anlaşmasına varılmasını sağlamak için “çeşitli diplomatik düzeylerde” çalışmaların devam ettiğini vurguladı.

 

Lübnan ordusunun güney Lübnan'a konuşlandırılmasını ve İsrail güçlerinin Mavi Hat'ın gerisine çekilmesini öngören BM Güvenlik Konseyi kararına atıfta bulunan Mikati, “1701 sayılı karar güneyde istikrarın garantisidir” dedi.

 

Devlet haber ajansı NNA'ya göre Mikati görüşme sırasında Lübnan'a yönelik “saldırı ve tehditlerini durdurması için İsrail'e baskı yapılması gerektiğini” vurguladı.

 

Çarşamba günü erken saatlerde Mikati, Lübnan ve bölgedeki durumun ciddiyeti nedeniyle Arap ve Batılı liderlerle görüşmelerin yoğunlaştığını söyledi.

 

Mikati Çarşamba günü kabine toplantısı öncesinde yaptığı konuşmada “Savaşı önlemek ve İsrail saldırganlığını durdurmak için harekete geçen diplomasi konusunda belirsiz fırsatlarla karşı karşıyayız” dedi.

 

Hochstein Hizbullah müttefiki Berri ile görüştü

 

Daha önce Hochstein, Hizbullah'ın güçlü müttefiklerinden Meclis Başkanı Nebih Berri ile bir araya geldi ve iki yetkili Gazze'de ateşkes için masada olan ve kabul edilmesi halinde Lübnan'daki gerilimi düşürecek bir çerçeve anlaşmayı görüştü.

 

Hochstein görüşmelerin ardından düzenlediği basın toplantısında “Diplomatik bir çözümün mümkün olduğuna inanmaya devam ediyoruz çünkü hiç kimsenin Lübnan ve İsrail arasında tam ölçekli bir savaşı gerçekten istemediğine inanmaya devam ediyoruz” dedi.

 

“O (Berri) ve ben kaybedecek daha fazla zaman olmadığı ve daha fazla gecikme için hiçbir tarafın geçerli mazereti kalmadığı konusunda mutabık kaldık.”

 

Bir muhabirin İsrail ve Hizbullah'ın bir savaşı önleyip önleyemeyeceği sorusuna Hochstein şu yanıtı verdi “Öyle umuyorum, öyle inanıyorum.”

 

Hükümet kaynakları Çarşamba günü erken saatlerde The New Arab'ın Arapça sitesi Al-Araby Al-Jadeed'e ABD elçisinin herhangi bir yeni girişim ya da gelişme sunmadığını söyledi.

 

Kaynak, “Ziyaret son güvenlik gelişmeleri, Gazze'de ateşkes anlaşmasıyla ilgili son müzakereler ve ne Hizbullah'ın ne de İran'ın İsrail'in iki suikastına henüz yanıt vermemesi nedeniyle geniş çaplı bir savaştan kaçınmak için durumu yatıştırma çabaları bağlamında gerçekleşti” dedi.

 

“Hochstein ABD'nin Lübnan dosyasından sorumlu elçisi ve Beyrut'a çok sayıda ziyaret gerçekleştirdi. Bununla birlikte, Lübnan'ın tutumunu yansıtan aynı yanıtı almaya devam edecektir: Lübnan savaş istemiyor ve başta 1701 sayılı karar olmak üzere uluslararası kararları uygulamakta kararlı.”

 

Ziyaret, Lübnan hükümetinin İsrail ile olan güney sınırında uzun vadeli istikrarı sağlamayı amaçlayan bir planın ana hatlarını çizen ayrıntılı bir teklif yayınlamasından birkaç gün sonra gerçekleşti.

 

Teklif, yeni bir askere alma hamlesiyle daha fazla Lübnan ordusu personelinin sınır bölgesine konuşlandırılmasını içeriyor.

 

Bu girişim, çatışmaların başladığı 8 Ekim'den bu yana Lübnan hükümetinin tutumunu ve gerilimin azaltılması için önerdiği tedbirleri özetleyen ilk resmi ve ayrıntılı belge oldu.

 

Blinken'in 9.Ortadoğu gezisi

 

Lğbnan tarafında bu gelişmeler yaşanırken ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, arabulucular Gazze'de ateşkes anlaşmasını sağlamaya çalışırken Pazar günü İsrail'e geliyor, bu arada üst düzey bir Hamas yetkilisi müzakerelerdeki “Amerikan dayatmalarını” reddediyor.

 

Gazze savaşının başladığı 7 Ekim saldırısından bu yana Orta Doğu'ya dokuzuncu ziyaretini gerçekleştiren Blinken'in önümüzdeki günlerde Kahire'de başlayacak ateşkes görüşmelerinden önce İsrailli liderlerle bir araya gelmesi bekleniyor.

 

ABD'li, Katarlı ve Mısırlı arabulucular 10 ayı aşkın süredir devam eden savaşta ateşkes sağlanması için yürütülen müzakerelerde ilerleme kaydedildiğini söylemiş ve ABD Başkanı Joe Biden “hiç olmadığımız kadar yakınız” demişti.

 

Ancak Hamas siyasi büro üyesi Sami Ebu Zuhri, haber ajansı AFP'ye yaptığı açıklamada Doha'da iki gün süren görüşmelerin ardından ilerleme kaydedildiğine dair işaretlerin “bir yanılsama” olduğunu söyleyerek ihtiyatlı iyimserliğin altını çizdi.

 

“Bir anlaşma ya da gerçek müzakerelerle değil, Amerikan dayatmalarıyla karşı karşıyayız” dedi.

 

Aylardır devam eden ateşkes görüşmeleri sırasında önceki iyimserliğin yersiz olduğu kanıtlandı.

 

Ancak Temmuz sonunda Hamas'ın siyasi şefi İsmail Haniye de dahil olmak üzere İran destekli liderlerin peş peşe öldürülmesi ve kuşatma altındaki Gazze Şeridi'ndeki insani krizin çocuk felci salgınıyla daha da derinleşmesi nedeniyle riskler arttı.

 

Arabulucuların savaşan taraflar arasında kalan boşlukları kapatmak için bir “köprü önerisi” sunduklarını açıklamalarının ardından Hamas, İsrail'in “yeni koşullarını” reddettiğini söyledi ve Mayıs sonunda Biden tarafından ana hatları çizilen planın uygulanması çağrısında bulundu.


Blinken Cumartesi gecesi Tel Aviv'e hareket etmeden önce İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu'nun ofisi Hamas'a bir sonuca ulaşması için “ağır baskı” yapılması çağrısında bulundu.

 

Filistinli grubun yanı sıra bazı analistler ve İsrailli protestocular Netanyahu'yu aşırı sağcı iktidar koalisyonunu korumak için anlaşmayı engellemekle suçluyor.

 

Tel Aviv'de binlerce kişi Gazze'de tutulan esirlerin geri getirilmesi için bir anlaşma yapılması talebiyle toplanırken 53 yaşındaki protestocu Yossi, “Rehineleri serbest bırakmaya, savaşı bitirmeye pek istekli olmayan bir başbakanımız var, çünkü kendi çıkarları var” dedi.

 

Lübnan ve Gazze'de Saldırılar 

 

Uzun süredir aranan ateşkes çabaları devam ederken, Gazze'nin yanı sıra İsrail işgali altındaki Batı Şeria ve Hamas'ın müttefiki Hizbullah'ın savaş boyunca İsrail güçleriyle neredeyse her gün çatıştığı Lübnan'da da şiddet devam etti.

 

Lübnan Sağlık Bakanlığı, İsrail'in Cumartesi günü Nabatieh bölgesinde düzenlediği hava saldırısında aralarında bir kadın ve iki çocuğunun da bulunduğu 10 Suriyelinin öldüğünü ve bunun Ekim ayından bu yana güney Lübnan'a düzenlenen en ölümcül saldırılardan biri olduğunu açıkladı.

 

İsrail ordusu ise Hizbullah'a ait bir silah deposunun vurulduğu yalanını ajanslara servis etti.

 

Gazze'de sivil savunma teşkilatı İsrail'in hava saldırısında Filistinli tek bir aileden 15 kişinin öldüğünü açıkladı.

 


“ Morg'da uzuvların, kopmuş kafaların ve parçalanmış çocukların tarif edilemez sahnelerini görüyoruz,” dedi bir Filistinli yakını olan Omar al-Dreemli.

 

İsrail ordusu ise her zamanki yalanlarına bir yenisini ekleyerek AFP'ye yaptığı açıklamada güçlerinin Gazze'nin merkezindeki roket rampalarını hedef aldığını ve “saldırı sonucunda bitişikteki bir yapıda bulunan sivillerin öldüğüne dair raporları” incelediğini söyledi.

 

Al-Zawaida'daki ölümlerle birlikte Gazze Sağlık Bakanlığı'nın savaşta ölenlerin sayısının 40,074'e yükseldiği açıklandı.


Savaş Gazze'nin konut ve sağlık altyapısının büyük bölümünü tahrip etti ve çocukları önlenebilir hastalıklara karşı savunmasız bıraktı.

 

Filistin sağlık bakanlığı Gazze'de 25 yıl sonra ilk çocuk felci vakasının görüldüğünü bildirirken Birleşmiş Milletler Cuma günü, çocukların çocuk felcine karşı aşılanabilmesi için çatışmalara yedi gün ara verilmesi çağrısında bulundu.

 

'Anlaşmayı sonuçlandırın'

 

Tahran'da Haniye'nin ölümüyle sonuçlanan ve İsrail'in üstlenmediği saldırıya ve Beyrut'ta Hizbullah'ın üst düzey komutanı Fuad Şükr'ün ölümüyle sonuçlanan İsrail saldırısına karşı İran ve bölgesel müttefikleri misilleme sözü verdi.

 

Batılı ve Arap diplomatlar, yüksek profilli cinayetlerin ardından daha büyük bir yangını önlemenin en iyi yolu olarak gördükleri Gazze anlaşmasını zorlamak için bölgede mekik dokuyor.

 

Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada Blinken'in İsrail'de “ ateşkesin sağlanması, rehinelerin ve tutukluların serbest bırakılması konusunda bir anlaşmaya varılması” için çalışacağı belirtildi.

 

Blinken'in 31 Mayıs'ta ana hatlarını çizdiği ancak İsrail'e atfettiği anlaşma önerisine göre çatışmalar ilk altı hafta boyunca dondurulacak ve rehineler ile tutuklular serbest bırakılacaktı.

 

İsrail ordusunun yeni tahliye emirleri yayınlamasının ardından Gazze'de siviller yeniden harekete geçti.

 

Gazze'nin merkezi Deir al-Balah'a göç ettirilen Filistinli Issa Murad, “Müzakerelerin her turunda, tahliyeleri zorlayarak ve katliamlar yaparak baskı uyguluyorlar” dedi.

 

İsrail ordusu Cumartesi günü yaptığı açıklamada, İsrail birliklerinin Gazze'nin güneyindeki ana şehir Han Yunus çevresindeki operasyonlarını da genişlettiğini söyledi.

 

Batı Şeria'da ise İsrail Cumartesi günü geç saatlerde Cenin'de “iki üst düzey Hamas yetkilisini” öldürdüğünü açıkladı.

 

Hamas'ın silahlı kanadı Ahmed Abu Ara ve Raafat Dawasi'nin ölümlerini doğruladı ve bu kişilerin “çeşitli nitelikli operasyonların planlanması ve yürütülmesinden” sorumlu olduklarını söyledi.

 

 

 

 

KAYNAK: https://www.newarab.com/

Özet
:
ABD, İran ve Hizbullah'ın misillemesinin önüne geçmek veya en azından misillemeyi ölçülü tutabilmek adına Gazze ateşkes anlaşmasını sağlamak ve taraflar arasında çatışmanın büyük bir bölgesel savaşa dönmesini engellemek adına bölgeye ziyaret üstüne üstüne ziyaret gerçekleştiriyor. Kendisi de savaşın ortağı ve suçlusu olan ABD'nin çabaları uluslararası arenada itibar kaybeden İsrail'in daha fazla zarar görmesini engellemeye matuf çabalar olarak değerlendiriliyor.
Resim
Türkçe
X