Barış Vakfı'nın "KÜRT SORUNU İÇİN BÜTÜNLÜKÇÜ BARIŞ YÖNTEMİ" raporu
Sabancı üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Ayşe Betül Çelik, Barış Vakfı için Kürt sorununda olası çözüm süreçlerinde izlenebilecek çatışma çözüm yöntemleri ile ilgili bir rapor kaleme aldı. MHP Lideri Bahçeli'nin girişimleriyle gündeme oturan ve kamuoyunda tarışılmaya devam edilen bu yeni sürecin sağlıklı yürüyebilmesi ve muhtemel yol kazalarının hem önlenebilmesi hem de doğru yönetilmesi anlamında uluslararası deneyimlerden örneklemelerden de faydalanarak bir model çalışması yapılan rapor, konuyla ilgili herkesin dikkatini çekecek objektif değerlendirmeler içeriyor.
Rapordan önemli köşe başlarını okuyucularımız için özetledik, raporun tamamı için yazının en altında verdiğimiz linke tıklayabilirsiniz.
"Barış için tek bir model olmadığı gibi uzun yıllar barışa direnmiş çatışmalar aynı anda birbirleri ile uyumlu farklı barış mekanizmalarının devreye sokulmasını gerektirir. Kürt sorunu açısından baktığımızda bu farklı boyutlar nelerdir? Hangi aktörler ne isteklerde bulunmakta ve bu isteklerin altında yatan temel ihtiyaçlar nelerdir? Süreç tasarımında bu sorulara yanıt vermek hem sürecin kapsayıcılığı ve şeffaflığı hem de bir boyutta sorun çıkarsa sürecin başka boyutlardaki barış yöntemleri ile devamının sağlanması açısından önemlidir. Bütünlükçü barış süreçleri farklı alanlardaki farklı kesimlerin sorunlarının detaylı analizini ve bu tespitlerden yola çıkarak farklı barış metotları ile dönüştürmesine yönelen süreçlerdir."
"Çatışma analizinde önemli olan çatışmaya taraf olmuş aktörlerin, bu aktörlerin pozisyonlarının ve ihtiyaçlarının belirlenmesidir. Türkiye’nin yakıcı meselesi Kürt sorununun da birçok boyutta çözülmesi gereken farklı sorunları vardır."
"Bu sorunlar devlet-Kürt vatandaşları, devlet-silahlı örgüt, silahlı örgüt-Kürt vatandaşları, köylü-korucu ve farklı toplumsal kesimler arasında ilişkilerde bozulmalar yaratmıştır. Bu ilişkilerin olumlu yönde değiştirilmesi için birçok barışçıl mekanizmanın devreye sokulması gerekmektedir."
Nikaragua örneği
"1998’de Nikaragua’daki Uzlaşma Komisyonu’na, süreçte yanlış anlaşılabilecek hassas konuları araştırma görevi verilmiştir. Türkiye’deki geçmiş barış sürecinde ne yazık ki ne böyle bir analiz yapılmış ne de bu hassas konulara karşı nasıl bir yol alınacağı konuşulmuştur."
Sorunlar üzerinde değil, sorunların nasıl çözülebileceği üzerinde müzakere edilir
"Barış yapmanın birçok yöntemi vardır; müzakere bunlardan sadece biridir. Müzakerede temel amaç çatışmaya neden olmuş sorunların çözülmesi yani tarafların ihtiyaçlarını karşılayacak modeller üretmektir. Tarafların ihtiyaçları temeldir, müzakere edilemez ama bu ihtiyaçların nasıl karşılanacağı müzakere edilir. Örneğin, 10 Kürt sorununda Kürtlerin kimlik hakları temel ihtiyaçtır. Ama bu ihtiyacın nasıl karşılanacağı müzakere edilebilir. Anadilde eğitim temel bir ihtiyaçtır, fakat bu ihtiyaç nasıl bir eğitim reformu ile gerçekleştirilebilir sorusu taraflarca müzakere edilebilir. Taraflar her bir sorunun altında yatan ihtiyacı anlayabilirse, pozisyonlarını değişebilirler. Pozisyonlara takılı kalmak, alternatiflere izin vermemek demektir."
Taraflar sammi olmalı
"Müzakere masasının bu tür güç oyunlarına sahne olması normaldir, fakat masanın çatışmada bir araç olarak kullanılmasının önlenmesi ancak liderlerin barışa dair samimiyetleri ve kararlılıkları ile olur."
STK'ler liderlere baskı yapmalı
"Liderler dışındaki önemli sivil toplum aktörlerinin liderlere sürekli olarak masayı devirmenin kendilerini kamuoyunda kötü göstereceğini ve durumu açıklamakta zorluk çekeceklerini hatırlatmak önemli bir baskı yöntemi olabilir."
Müzakere Aşamaları
"1.Müzakere usulünün belirlenmesi - Bu süreç gizli kalmalıdır ( Nikaragua ve Kuzey İrlanda örnekleri)
2.Müzakere ve yol haritasının belirlenmesi - Müzakerecilr kanun korumasına alınmalı ve kamuoyu sınırlı bilgilendirilmelidir
3. Üzerinde anlaşılan maddelerin uygulamaya geçirilmesi: "Müzakere ile kabul edilmiş barış anlaşmalarının yarısı ne yazık ki uygulama safhasında çökmektedir. Çünkü taraflar ya hep anlaştıklarından daha “kȃrlı” bir pozisyona geçebilmekte ya da süreç boyunca aslında inanmadıkları ve/veya sıkıştırıldıkları için kabul ettikleri pozisyonlarını hemen terk etmektedirler."
Muhalefet ve Sivil toplumun sürece katılımının sağlanması
"Meşru ve kapsamlı bir süreç sağlamak için tüm önemli siyasi ve sosyal grupların dahil edilmesi gerekir. Liderler müzakeresinde daha çok ölümlerin durdurulması ve tarafların bunun için gerekli şartları oluşturması konuşulurken ulusal diyalog modelleri, genellikle daha kapsayıcı ve barışçıl bir toplum zemini oluşturacak anayasal reformlar, yönetişim yapıları, güç paylaşımı, insan hakları ve ulusal kimlik gibi temel konuları ele alır"
Arabulucu veya 3.göz
"Her ülke üçüncü tarafın kimin olabileceğini ve taraflarla nasıl bir ilişki kuracağını kendi şartlarına göre belirler. Örneğin Güney Afrika, Kolombiya ve Nepal’de bu süreçler içeriden, organik süreçler olarak ilerledi. Guatemala’da ilk süreçte Katolik Kilisesi kolaylaştırıcılık üstlendi, daha sonra Birleşmiş Milletler arabuluculuk yaptı. Sudan’da daha bölgesel bir arabuluculuk süreci vardı. Kolombiya barış süreci ise Küba’nın kolaylaştırıcılığında gerçekleşti."
"Türkiye’de ‘Sevr Paranoyası’ yani batılı ülkelerin topraklarımız üzerinde farklı emelleri olduğuna ve barış süreçlerine dahil edilmeleri durumunda ülkeyi bölmek isteyeceklerine dair bir korku var. Ayrıca son yıllarda Ortadoğu’da yaşananlar sebebiyle de Amerika ve Avrupa devletlerine karşı bir güvensizlik de mevcut. Olası bir üçüncü tarafın barış sürecine katılımında bu korkuların iyi araştırılması, ne tür aktörlerin bu korkuyu daha az tetikleyecekleri iyi belirlenmeli ve kamuoyuna bu aktörlerin rolü konusunda aydınlatıcı ve yapıcı bilgiler sunulmalı, başka çatışmalı süreçlerde bu tarafların olumlu katkıları anlatılmalıdır. Ayrıca ülke içinden seçilen bir grup da izleyici ya da kolaylaştırıcı bir rol üstlenebilir"
Sürecin topluma iyi anlatılması ve toplumu ikna
"Konuşmanın önemi topluma anlatılmalıdır. Önceki barış sürecinde bu, 'anneler ağlamasın' sloganıyla toplumsal dile evrilmiştir. Çünkü bunun Türk toplum normlarına en uygun, en kolay ve en hümanist bir dil olduğu düşünülmüştür"
"2013 Ocak’ında sürecin tekrar başlatılmasında bu sefer Akil İnsanlar Heyeti kurulması, sürecin topluma daha iyi anlatılması için önemli bir adımdı. Fakat bu süreç 19 çok kısa tutuldu ve toplumun beklentileri ve korkuları raporlandıktan sonra bu korku ve beklentileri karşılayacak adımlar atılmadı."
Toplum barış için liderlere baskı yapmalı
"Süreç olumsuz yöne doğru evrildiğinde özellikle toplumsal liderlerin, yani sivil toplum, medya, akademi alanındaki liderlerin taraflara sağduyu çağrıları yapmaları ve onları tekrar masaya çağırmaları çok önemlidir. Ayrıca liderlerin süreçten caymaması için toplumsal seviyede kuvvetli bir barış desteğinin de oluşturulması gereklidir."
Barış süreci çok yönlü ve bütünlükçü bir süreç olmalıdır
"Bütünlükçü barış modeli, farklı seviyelerde birkaç yöntemi bir arada ilerletmekle oluşturulabilir. Meclis'te yasal düzenlemeler yapmak, bütün aktörleri kapsayan bir sürece girmek, liderler müzakeresi sağlamak ve toplumsallaştırma çalışmaları yapmak bu bütüncül yaklaşımın farklı ayakları olabilir. Liderler seviyesinde ve toplumsal seviyede birçok mekanizmayı aynı anda ve birbirleriyle uyumlu bir şekilde yönetmek daha sağlıklı bir süreç ve daha kalıcı bir barış getirir."
Önce küçük adımlar atarak güven ortamına adım atılabilir
"Kürt sorununda özellikle kültürel hakların tanınması barış konusunda atılabilecek ilk ve kolay bir adım olabilir. Bu tür çözümler Kürtlerin umutlarına Türklerin de korkularına çare olabilecek ‘yumuşak bir çözüm’ sunabilir. Kürtlerin kültürel haklarının tanınmasına ilişkin kısıtlamaları hafifletmeyi amaçlayan ve sistemin tamamen elden geçirilmesini gerektirmeyen tedbirlerin gerçekleştirilmesi, silahlı gruplarla doğrudan diyalogdan daha kolaydır ve daha kapsamlı barış süreçlerinin önünü açabilir."
Son söz olarak rapor şu ifadelerle toplumun sürece desteğinin ve olası geri çekilme durumlarında liderlere baskı yaparak tekrar masaya dönülmesini sağlayabileceğini vrguluyor. "Müzakere sürecinde taraflar birden çok kere masayı terk edebilirler. Ama toplumlar barış sürecini sahiplenirler ve liderlere baskı yaparlarsa masaya dönmek her zaman tekrar mümkündür. O yüzden inancı ayakta tutmak ve barış mücadelesini değişik seviyelerde sürdürmek gerekir."
Raporun tamamına şu likten ulaşabilrsiniz:
KÜRT SORUNU İÇİN BÜTÜNLÜKÇÜ BARIŞ YÖNTEMİ
KAYNAK: https://barisvakfi.org/