Hizbullah İsrail'e vereceği yanıtı İran'ın yanıtından ayırıyor

İran'ın Tahran'ın hedef alınmasına ve Lübnan Hizbullah'ının Beyrut'un güney banliyölerinin hedef alınmasına vereceği karşılık bekleniyor.

Bölgesel ve uluslararası arabulucular ne saldırının şekli ve boyutu ne de sonrasında gerilimin nasıl düşürüleceğine dair koordinasyon konusunda bir tür mutabakat sağlamada başarılı olmuş görünmüyor. 

Hizbullah'a yakın kaynaklara göre, Hizbullah gerilimi tırmandırmaması ve vereceği cevabın bölgesel bir savaşa ya da günlerce sürecek çatışmalara yol açmaması yönünde çok sayıda mesaj ve tavsiye aldı ancak Hizbullah nasıl bir karşılığı / misillemeyi seçeceğine dair herhangi bir yanıt vermeyi reddediyor ve arabuluculara tek bir cevap veriyor, o da cevabın sahada verileceği. 

Takip eden kaynaklar Hizbullah'ın yanıtının Tahran'ın çeşitli gruplar, güçler ve direniş ekseniyle hazırladığı yanıttan farklı olacağını ancak partinin başka seçenekleri olduğunu söylüyor.

Özellikle de Dahiya'daki kalesinin hedef alınması ve en yakın sırdaşının öldürülmesinden sonra Hizbullah Genel Sekreter Hasan Nasrallah, savaşı tırmandıracağı, sahada yeni denklemler yaratacağı ve İsraillilerin angajman kurallarını değiştirmesine izin vermeyeceklerine dair söz verdiğini ifade ediyor.

Alınan bilgilere göre Hizbullah şiddetli ve ciddi bir karşılık verme ve caydırıcılığı yeniden tesis etmek için doğrudan vuruşlar gerçekleştirme kararı alacak çünkü Benjamin Netanyahu'ya ciddi bir karşılık verilmediği takdirde Dahiya'nın hedef alınması da dahil olmak üzere kendisine uygun yeni kurallar koymaya çalışacaktır. Dolayısıyla Hizbullah'ın seçenekleri çoktur ve öncekilerden farklı operasyonlar gerçekleştirmeye hazırdır.

Hizbullah için kar ve zarar hesapları, İsrail'in vereceği cevabın maliyeti ne olursa olsun, hatta bu durum bir savaşın patlak vermesine yol açsa bile, şiddetli ve güçlü bir karşılık verilmesinden yanadır, çünkü bir karşılık verilmezse kayıp daha büyük olacak, askeri ve siyasi pozisyonlarda caydırıcılık ve denge sistemi zarar görecekir ki Hizbullah bunu istememektedir. 

Tüm bu unsurların bir kısmı Lübnan'dan arabuluculuk rolü oynamak isteyen uluslararası güçlere iletilen mesajlarda mevcuttu ve bu mesajlar Amerikalılara ve Fransızlara da iletildi.

İngiltere Dışişleri ve Savunma Bakanları David Lammy ve John Healey Beyrut ziyaretleri sırasında gerilimin tırmanmasının önlenmesi ve Netanyahu'nun bölgeyi geniş çaplı bir savaşa sürüklemesine izin verilmemesi gerektiğine dair mesaj ve tavsiyelerde bulunmuş, İngilizler gerilimin düşürülmesi ve azaltılması için ortak çalışma teklifinde bulunmuştur.

Ancak Hizbullah'a göre Netanyahu Amerika'nın girişimlerine yanıt vermiyor, herhangi bir baskıya boyun eğmiyor ve bu nedenle ne İngilizlere ne de diğerlerine kesinlikle yanıt vermeyecektir. -özellikle de Netanyahu'nun Amerika'daki Demokratlara tamamen sırtını döndüğünü ve Cumhuriyetçilerle koordinasyonunun tamamlandığını gösteren bilgiler ortada konuşuluyorken-

Parti, verdiği yanıtla topu İsraillilerin sahasına atmak istiyor.

Eğer onlar da karşılık vermeyi seçerlerse, bölge kimsenin nasıl biteceğini bilmediği çok çetin çatışma günlerine girecek demektir. 

Özellikle de Washington seçimlerle meşgulken, ateşkes sağlamak için her iki tarafa da müzakereleri dayatabilecek ne bir denge kurucu ne de güçlü bir taraf var.

KAYNAK: https://www.aljarida.com/