İsrail’den Biden'a minnet dolu ifadeler

The Jerusalem Post, Biden'ın yaklaşan ABD Başkanlık seçimlerinden çekilme kararı sonrası kendisine İsrail'e hizmetlerinden dolayı teşekkür ettikleri bir yazı yayınladı. Yazıda Biden için  'ABD'nin son demokrat siyonist başkanı' deniliyor ve İsrail'in bir daha böylesi bir başkanı görebilme ihtimalinin zor olduğundan söz ediliyor.

Yazının tercümesini okuyucularımızın dikkatine sunuyoruz: 

ABD'de başka bir başkan olsa 7 Ekim katliamının üzerinden bir hafta geçmeden Yahudi devletini savunmaya geçer miydi emin değilim. Ne de olsa Trump kaybedenleri hor görür ve 7 Ekim'de İsrail çok görünür bir şekilde kaybeden taraftı.

Biden son Demokrat Siyonist başkandı ve bir sonraki Amerikan demokrat neslinin kalbini kazanmamız için çok daha fazla mücadele etmemiz gerekecek.

Joe Biden'ın başkanlığı nispeten olumlu geçse de, hiçbir Amerikalı ona İsrail'den daha fazla teşekkür borçlu değildir. Joe Biden Amerika Birleşik Devletleri için bir kurtarıcı başkan sayılmazdı. Ülkeyi ekonomik krizden çıkardı ve COVID-19'un atlatılmasını sağladı ama Amerika onsuz da bu işin üstesinden gelebilirdi ama emin olduğumuz bir şey varsa o da Joe Biden İsrail'i kurtardığıdır. Doğru kişiydi, doğru yerdeydi, doğru sopayla doğru yöndeydi.

Tereddüt etmedi, çekinmedi ya da bahane üretmedi. Değer verdiği ve hayranlık duyduğu ülkeyi en zor anında gördü ve kararlı ve sade bir şekilde harekete geçti. Bir başkan olarak tüm işlerini bıraktı ve yardıma koştu. Onun yerinde başka bir başkan olsaydı, bu yaşta hızlıca kendini toparlayıp ve felaketin üzerinden bir hafta geçmeden saldırıya uğrayan ve kanayan Yahudi devletine ulaşır mıydı emin değilim. Buna Donald Trump da dahildir. Böyle bir durumda ben olsam Trump'a güvenmezdim. Biden'a sahip olduğumuz için şanslıyız.

Bir Amerikan başkanının yabancı bir ülkeye yapacağı ziyaretin aylar öncesinden planlanan bir proje olduğunu hatırda tutmalıyız. Her bie yurt dışı seyahati büyük bir hava ikmali, çok sayıda zırhlı araç, diğer çeşitli unsur ve ekipmanlar ve yüzlerce insanı içeren muazzam bir lojistik operasyondur. Amerikalılar bu tür ziyaretleri kürdanına kadar planlar, başkanlık maiyetinin son üyesine kadar hesaplarlar. Tarihte çok az kez bir Amerikan başkanı savaşta olan, bombalanan, bombardımana tutulan, kanayan ve tehdit edilen uzak bir ülkeye birdenbire uçmuştur. Biden bunu yaptı.

Bunu yapmakla kalmadı, aynı zamanda Amerika'nın tüm gücünü de yanında getirdi. Kuzeye Beyrut'a ve doğuya Tahran'a baktı ve "eğer savaşa katılırlarsa Amerika Birleşik Devletleri'nin onlarla savaşacağı" konusunda onları açıkça uyardı. Bunu vurgulamak için iki uçak gemisini alel acele bölgeye gönderdi. Bilindiği gibi her bir uçak gemisi grubu, çok büyük kuvvetleri yenebilecek bir savaş filosuna sahip. 

Biden'ın 7 Ekim'den sonra İsrail'e yaptığı ziyaret siyasi bir hamle değildi

Biden daha sonra İsrail'in savaş masraflarını karşılamak üzere 14 milyar dolarlık özel bir yardımı Kongre'den geçirdi ve bu hiç de kolay olmadı. Tüm bunları İsrail Başbakanı'na karşı duyduğu derin hoşnutsuzluğa ve yönetiminin İsrail hükümetinin yapısına ilişkin güçlü çekincelerine rağmen yaptı. Bunu yaptı çünkü İsrail'e ve Siyonizm'e olan sevgisi bu siyasi meselelerin çok ötesinde idi. Biden'ı onlarca yıllık kariyeri boyunca takip eden herkes onun İsrail'e ne kadar değer verdiğini bilir. Bu siyasi bir eylem değildi. Aksine, zaman zaman siyasi nedenlerle (İsrail'e) olan bu bağlılığını frenlemek zorunda kalmıştır. İsrail'i ziyaret ettiğinde ise sadece sadece İsrail'e duyduğu sevgiden dolayı geldi.

Biden'ın İsrail'e gelişi tarihe geçecek bir olaydır. Dokuz ayı aşkın bir süredir içinde bulunduğumuz savaşın en kritik günleriydi. Bu günlerde Nasrallah'a savaşa katılması için yapılan baskı en üst seviyedeydi. Sinwar ve Deif ona katılması için baskı yapıyordu. Hâlâ 7 Ekim saldırısının yarattığı başarı dalgasının etkisindeydiler. Netanyahu o sırada sinir krizi geçiriyordu. Tümgeneral Brick ile oturdu, Tuğgeneral Winter ile oturdu, Gazze'ye girmekten ölesiye korkuyordu ve 7 Ekim darbesini bir yenilgiye dönüştürebilecek kuzeyde (Hizbullah'ın) Rıdwan (birliğininin) işgalinden ölesiye korkuyordu. 

Dünyanın en güçlü devletinin başkanı olan Biden'ın böyle bir gösteriden sonra açıkladığı şeyi yapmaya cesaret edebilecek bir ülke olduğuna inanmakta güçlük çekiyorum. İki hafta sonra IDF Gazze'de kara harekatına başladı. Netanyahu'nun ve diğer üst düzey İsrailli siyasi ve askeri yetkililerin yanaklarına renk gelmeye başladı. Bu renk Joe Biden tarafından aşılandı.

Son haftalarda onu görmek üzücüydü. Kampanyanın en kritik anlarında yaşlı ve kafası karışık başkanın kendini ve kişisel güvenliğini kaybetmesi karşısında bazı çevrelerin ilkel ve acınası kutlama ve danslarını görmek daha da üzücüydü. Üzücüydü çünkü bize kendimiz hakkında bir şeyler öğretiyordu. Kökleşmiş nankörlüğümüz hakkında. Amerikalıların sadece İsrail yanlısı olmaları değil, aynı zamanda Yahudi Gücü (Itamar Ben Gvir'in ultra nasyonalist, aşırı sağcı, Kahanist ve anti arap Jewish Power ) Partisi'ne de üye olmaları gerektiği, aksi takdirde sadece Yahudi karşıtı olacakları yönünde aramızda büyüyen algı hakkında.

Joe Biden son Demokrat Siyonist başkandı. Gelecek nesilde hiçbir şey şimdiki kadar kolay olmayacak. Yeni nesil Holokost'u bilmeyecek. Çünkü onlar holokosttan hayatta kalanların nesliyle büyümediler ve kendilerini önceki teamüllere bağlı hissetmeyecekler.

Bir sonraki Amerikan Demokrat neslinin kalbini kazanmak için çok savaşmamız gerekecek. Şu anki savaşta İsrail'in hiç şansı yok gibi görünüyor. Ancak bu durum geçene kadar yapmamız gereken tek şey, en zor anımızda Joe Biden'a sahip olma şansımız için minnettar olmak ve ona "Teşekkürler Joe" demek. "Bizimle ilgilendiğin gibi kendinle de ilgilen". Kutsal Topraklar'da senin için dua ediyoruz.

22.07.2024

YAZAR: BEN CASPIT

KAYNAK: https://www.jpost.com/