Lübnan saldırısında İsrail ordusuna eşilk eden arkeolog

71 yaşındaki İsrailli “arkeolog” Zeev Hanoch Ehrlich, 20 Kasım'da ünlü Golani Tugayı'na eşlik ettiği sırada Lübnan'ın güneyinde Hizbullah direnişçileri tarafından öldürülmülştü.

Golani Tugayı askerlerinden biriyle birlikte İsrail ordusu tarafından açıklanan ölümü, Ehrlich gibi kıdemli bir yerleşimcinin, özellikle de aktif görevde ya da yedek asker olmadığı için, aktif bir savaş bölgesine girmesine nasıl izin verildiğine dair soruları bir kez daha gündeme getirdi.

İsrail medyasının bazı kesimleri “askeri kuralların ihlali” olarak nitelendirdikleri bu olay karşısında öfkelerini dile getirirken, “araştırmacı” olarak tanımladıkları bu kişi için büyük bir endişe duyduklarını gösterdiler.

İsrail ordusu ise Ehrlich'in güney Lübnan'daki savaş bölgesine yaptığı ziyareti, bir gözlem noktasına dönüştürülmek üzere “bir kaleyi değerlendirme” amaçlı askeri bir “görevin” parçası olarak gerekçelendirdi.

Bu ziyaret, İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu'nun eski iletişim direktör yardımcısı Michael Freund'un, rejimin kontrolündeki Jerusalem Post gazetesinde güney Lübnan'ın “aslında kuzey İsrail olduğunu” kışkırtıcı bir şekilde iddia eden bir makale yayınlamasından günler sonra gerçekleşti.

İsrail basınında yer alan haberlere göre, Ehrlich'in Güney Lübnan'da bulunmasına Golani Tugayı komutanı tarafından, görünüşte “antik bir kaleyi araştırmak” ve “bölgeyi tanımak” amacıyla izin verilmiştir.

Dikkat çekici bir şekilde, İsrail rejimi arkeolojiyi Lübnan'a ilişkin sahte iddialarını ilerletmek için bir araç olarak kullanma geçmişine sahiptir.

İsrail rejiminin, işgal altındaki Filistin topraklarındaki önemli miras alanları üzerindeki sahte iddialarını ilerletmek için arkeolojiyi bir araç olarak kullanma geçmişi vardır.

Öne çıkan örneklerden biri, arkeolojik kazıların ve turizm girişimlerinin yıllardır Filistinlilerin yerlerinden edilmesini meşrulaştırmak için kullanıldığı işgal altındaki Kudüs'ün Silvan bölgesidir.

Yıllarca İsrail ordusuyla yakın işbirliği içinde çalışarak önemli Filistin miras alanlarını gezip sahte belgeler üreten Ehrlich, aynı amaçla Güney Lübnan'daydı.

Sosyal medyada yer alan görüntülerde Ehrlich, Lübnan'ın Sour bölgesindeki küçük Shamaa köyünde, Filistin sınırından yaklaşık 25 kilometre uzaklıkta bulunan ve Lübnan'ın önemli miras alanlarından biri olan tarihi Shamaa Kalesi'nin önünde silahlı, İsrail askeri üniforması ve askeri teçhizat giymiş bir şekilde görülüyor.

“Güney Lübnan'daki şu antik camiye bakın! Altında Yahudi atalarımızın ölümlerinden önce inşa ettikleri eski bir tapınak yatıyor. Bunu bize Tanrı verdi,” diyordu videoda İbranice konuşarak.

Ölümünün ardından gelen tepkiler, Ehrlich'in İsrail'in Filistin ve Lübnan'daki yerleri işgal ve yok etmek için hak iddia etme stratejisini ilerletmedeki rolüne ışık tuttu.

Özel kaynaklara göre Ehrlich, Siyonist 'Büyük İsrail' projesinin hayati bir dişlisiydi.

Gush Etzion Bölge Konseyi Başkanı ve Ehrlich'in arkadaşı Yaron Rosenthal, Ehrlich'in “tur rehberliği ve Yahudiye ve Samiriye çalışmaları” alanında öncü bir isim olduğunu belirtti.

Ehrlich'in İsrail'in toprak taleplerinin desteklenmesindeki katkılarının önemini vurgulayan Rosenthal, “Bizim neslimiz onun yolundan gitti ve her sözüne kulak verdi” dedi.

Benjamin Bölge Konseyi Başkanı Israel Ganz da Ehrlich'in yerleşim çabaları üzerindeki etkisini vurgulayarak yerleşimci-sömürge projesinin teşvik edilmesi ve genişletilmesindeki rolüne işaret etti.

“Kendisi yerleşimin öncülerinden ve Ofra toplumunun temel direklerinden biriydi. Binlerce toprak meraklısı onun Kutsal Topraklara duyduğu derin sevgiden kaynaklanan keşiflerinden ve içgörülerinden ilham aldı” dedi.

Gazze ve işgal altındaki Batı Şeria'da yasadışı yerleşimlerin kurulmasını aktif bir şekilde destekleyen Nachala hareketi, Ehrlich'in vefatından duyduğu “derin üzüntüyü” dile getirerek onu “yerleşimlerin öncüsü” olarak nitelendirdi ve çalışmalarının İsrail askerlerinin “motivasyonunu güçlendirdiğini” kaydetti.

“Sonsuza Kadar Bizim Gazze'miz” adlı bir yerleşim yanlısı WhatsApp grubu da ölümünün yasını tuttu ve onu “yerleşimin öncülerinden biri, (sözde) İsrail Topraklarının kaşifi ve cesur bir savaşçı” olarak selamladı.

Ehrlich'in “yerleşim faaliyetlerine öncülük etmesindeki” rolüne yönelik tepkiler çığ gibi büyürken, birçok kişi de Ehrlich'in Siyonist safsataları yaymak için kitapçıklar, araştırma makaleleri ve kitaplar üreterek sözde “İsrail Toprakları” üzerindeki iddiaları haklı çıkarma çabalarına dikkat çekti. 

Tamer adıyla paylaşım yapan bir Twitter kullanıcısı, Ehrlich'in Filistin topraklarının yerleşimci Yahudilere ait olduğunu kanıtlamayı amaçlayan “birçok sahte makale” yazdığını söyledi.

“Ayrıca Batı Şeria'daki Arap köylerindeki arkeolojik alanları belgelemek için çalıştı ve bunları Yahudilere atfetti. Tarihi tahrif etmeye yönelik çok sayıda sahte kitabı, araştırması ve kitabı var” diye yazan kullanıcı, öldürülen yerleşimcinin Siyonist rejim için yaptığı propaganda faaliyetlerine atıfta bulundu.

Ehrlich'in yerleşim geçmişi 1977'de Ofra'ya taşınmasına ve beş yıl boyunca yerel bir Saha Okulu'nda rehberlik yapmasına ve okulun sekreteri olarak görev yapan eşi Tamar ile tanışmasına dayanıyor.

Çift, yerleşimde “kalıcı konutlar” kuran ilk 50 aile arasındaydı.

Ehrlich, on yıllar boyunca işgal altındaki Batı Şeria'da yasadışı bir yerleşimde yaşadı ve Siyonist varlığın yasadışı yerleşim hareketinin ayrılmaz bir parçası olan kapsamlı arkeolojik araştırmalar yürüttü.

Jabo olarak da bilinen Ehrlich, Yahudiye, Samiriye ve Benjamin'in tarihi ve arkeolojisi konusunda “önde gelen bir otorite” olarak tanınıyordu. Araştırmalarında bu bölgelerin tarihi önemini vurguluyor ve sahte belgelerle Yahudilerin bu topraklarla bağlantısı olduğunu iddia ediyordu. 

Ehrlich'in bulguları, sözde İsrail “egemenliğini” savunmanın bir yolu olarak yasadışı yerleşimler kurmaya çalışan Gush Emunim gibi Siyonist siyasi gruplar tarafından kullanıldı.

Ehrlich'in çalışmaları, arkeolojiyi yerleşimlerin genişletilmesi için bir gerekçe olarak gösteren anlatıyı destekledi ve işgal altındaki Batı Şeria'da Yahudi yerleşimlerini teşvik eden politikaları etkiledi.

YAZAR: Alireza Akbari

KAYNAK:https://www.presstv.ir/