Netanyahu ABD'den ateşkesi bitirme kararı ile dönmeyi planlıyor
Gazze'deki ateşkes anlaşması bugün 17. gününe girerken, çeşitli çevreler ABD Başkanı Donald Trump ile işgal hükümeti Başbakanı Benjamin Netanyahu arasında bugün Washington'da yapılacak görüşmelerin sonuçlarına odaklanmış durumda.
Bu ziyaret, Netanyahu'nun bu görüşmelere yönelik bir belirsizlik ve geçiştirme politikası uyguladığı ve bunun İsrail medyası tarafından yapılan açıklamalara da yansıdığı bir dönemde gerçekleşiyor. "Maariv" gazetesinin güvenlik kaynaklarına dayanarak "Netanyahu'nun Şin Bet başkanını, kendisine ve ekibin bazı üyelerine güvenmediği için müzakere ekibinden çıkarmayı planladığını ve ateşkes anlaşmasının ikinci aşamasını engellemeye çalıştığını" duyurduğu bir zamanda, "İsrail Yayın Otoritesi" Netanyahu'nun ofisinden alıntı yaparak "Tel Aviv'in" önümüzdeki hafta sonunda Katar'ın başkenti Doha'ya bir müzakere heyeti göndermeye hazırlandığını bildirdi. Bu arada İsrail Başbakanlık ofisi "Benjamin Netanyahu'nun Washington'dan döndükten sonra anlaşmanın ikinci aşamasına ilişkin pozisyonu görüşmek üzere bir bakanlar toplantısı düzenleyeceğini ve konuyu ABD Başkanı Donald Trump ile ele almasının beklendiğini" bildirdi ve "Netanyahu'nun ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Michael Waltz ve Özel Temsilci Steve Witkoff ile görüşmesini olumlu" olarak niteledi.
ABD yönetiminin tutumuna gelince, işgalci İsrail'in ABD'deki eski büyükelçisi, Ordu Radyosu'na verdiği mülakatta Washington'un "takas anlaşmasının ikinci aşamasını tamamlamak istediğini" belirterek, Trump yönetiminin "Gazze'deki sözde ertesi güne ilişkin mutabakatlara varmayı beklediğini" ifade etti.
Ancak sözde "Israel Beitenu" partisinin lideri Avigdor Lieberman, "Başbakan Benjamin Netanyahu'nun Washington ziyaretinin asıl amacının takas anlaşmasının ikinci aşamasını engellemek olduğunu" belirterek, "Netanyahu'nun öncelikleri tek bir şey etrafında dönüyor: hükümet koalisyonunun hayatta kalması" dedi.
Direniş
Hamas ise iki kaynak aracılığıyla, hareketin ateşkes anlaşmasının ikinci aşamasına ilişkin müzakerelere başlamaya hazır olduğunu arabuluculara bildirdiğini bildirdi. Agence France-Presse'e açıklamalarda bulunan bir Hamas lideri, "müzakerelerin ikinci aşaması için görüşmelerin dün, Pazartesi günü başlamasının planlandığını" belirtti.
Hamas "arabulucuların müzakerelere başlamasını bekliyor. Hamas heyeti anlaşmanın şartlarını uygulamaya hazır ve kararlıdır."
Müzakerelerin ikinci turunun "kalıcı ateşkes, savaşa geri dönmeme, Filadelfiya koridoru da dahil olmak üzere askerlerin geri çekilmesi ve anlaşmanın ikinci aşamasında Filistinli mahkumların serbest bırakılması için kriterler üzerinde anlaşmaya varılması" konularına odaklanacağını açıklayan lider, "İzzeddin El Kassam Tugayları ve direniş gruplarının elinde çok sayıda üst düzey subay ve askerin esir olduğunu" vurguladı.
Ayrıca anlaşma şartlarının Gazze Şeridi'ne "gıda, ilaç ve yardım malzemesi, 200,000 donanımlı çadır, 60,000 karavan, hastanelerin ve su istasyonlarının yenilenmesi için malzeme, fırınların işletilmesi ve enkazın kaldırılması ve cesetlerin çıkarılması için yakıt ve ağır ekipman getirilmesini" içeren insani yardımın devam etmesini içerdiğine dikkat çekti.
Hamas sözcüsü Abdüllatif el-Kanu da bugün yaptığı açıklamada hareketin ateşkes anlaşmasının ikinci aşamasını başarıya ulaştırmaya hazır olduğunu belirtirken bunun uygulanmasının işgalin birinci aşamanın gereklerini yerine getirmesine bağlı olduğunu vurguladı.
El-Kanu "İsrail "i Filistinlilerin barınması için gereken çadır, karavan ve yardım malzemelerinin girişini kasıtlı olarak geciktirmekle suçladı ve bunun İsrail'in "Filistin halkı üzerindeki baskıyı arttırma ve iradesini kırma" çabaları çerçevesinde gerçekleştiğini vurguladı. Hamas'ın, işgalin yardım çabalarını engellemesine ya da anlaşmayı bozmasına izin vermeyeceğini de sözlerine ekleyen Hamas, hareketin, düşmanın anlaşma şartlarına, özellikle de insani yardımların girişiyle ilgili olanlara bağlılığını sağlamak için arabulucularla iletişimini sürdürdüğünü vurguladı.
Al-Qanou', işgalcilerin anlaşma şartlarını uygulamayı ertelemesi nedeniyle Gazze'nin "yeni bir felaket" yaşadığını ve bunun da insani durumu daha da kötüleştirdiğini belirtti. Ayrıca uluslararası topluma ve arabuluculara, ateşkese bağlı kalması ve mağdurlara yardım ulaştırılması için işgale baskı yapmaları çağrısını yineledi.
Hareketin lideri Usame Hamdan ise "arabulucular bize işgali üzerinde mutabık kalınan şeylere mecbur bırakacak bazı adımlar hakkında bilgi verdi, bunların ayrıntıları netleşecek ve eğer bunlar uygulanmazsa Hamas kendi adına önlemler alacak" dedi ve aynı zamanda "Gazze Şeridi'ne yönelik saldırının kalıcı olarak durdurulması ve yeniden inşa ile ilgileniyoruz" dedi.
Savaştan sonra Gazze Şeridi'ni yönetecek parti konusuna gelince, Hamdan Siyasi Araştırmalar Merkezi tarafından düzenlenen bir toplantıda yaptığı konuşmada "Gazze'deki durum için en iyi formülün ulusal birlik hükümeti kurmak olduğunu" vurguladı ve "eğer bunu kurmak mümkün değilse, sonuçta Gazze Şeridi için ulusal bir yönetim kurulmasına yol açacak tüm formüllere açığız" dedi.
Ateşkes ve esir takası anlaşmasının ikinci aşamasının müzakerelerde önemli olacağına dikkat çeken Hamdan, "çünkü bu aşamada müebbet hapisten uzun yıllara uzayan yüksek cezalara, Hizbullah mahkumlarından 7 Ekim sonrası Gazze mahkumlarına kadar farklı sınıflandırmalara sahip mahkumlar gündeme gelecek" dedi.
Tufan el-Ahrar anlaşması kapsamında serbest bırakılan ve yurtdışına sınırdışı edilen mahkumlarla ilgili olarak Hamdan, "hareketin onları kabul etmek için hala bazı ülkelerle temas halinde olduğunu ve bunun biraz zaman alabileceğini, ancak çözülme yolunda olduğunu" açıkladı.
Gazze'deki tüm Siyonist tutukluların serbest bırakılması ve savaşın sona ermesi için arabulucular aracılığıyla müzakerelerin yeniden başlaması planlanıyor. Üç aşamalı ateşkes ve esir değişimi anlaşması, çatışmaların durdurulmasını ve düşmanın yerleşim alanlarından çekilmesini öngörüyor. İlk aşama altı hafta sürüyor ve yaklaşık 1.900 Filistinli mahkuma karşılık Gazze'den 33 İsrailli mahkumun (Taylandlılar hariç) serbest bırakılmasını içeriyor.
Witkoff bu hafta içinde Katar Başbakanı ve ABD ile birlikte arabuluculuk rolü oynayan üst düzey Mısırlı yetkililerle bir araya gelecek. Bu bağlamda Trump'ın 11 Şubat'ta Ürdün Kralı Abdullah II'yi kabul etmesi planlanıyor.
Geçtiğimiz Pazar akşamı "İsrail" ve diğer bazı ülkelerle "Orta Doğu'ya ilişkin görüşmelerin" ilerleme kaydettiğini vurgulayan Trump, "Netanyahu'nun ziyareti sırasında gündemimizde önemli görüşmeler olacağına inanıyorum; "İsrail" ile Suudi Arabistan arasındaki normalleşme dosyası Netanyahu'nun Washington'daki görüşme masasındaki en önemli dosyalardan biri" dedi.
Netanyahu'nun öncelikleri
İsrail Kanal 13, ABD Başkanı ile görüşmesi sırasında "Netanyahu'nun öncelikleri" olarak adlandırdığı konulara değinerek, Netanyahu'nun "hükümet koalisyonunun devamını sağlamak için daha fazla zaman kazanmaya çalıştığını" ve "Trump'a İran ile anlaşmanın Gazze müzakerelerinin ikinci aşamasından daha önemli olduğunu anlatacağını" söyledi.
İsrail kanalına göre, "Netanyahu'nun Gazze anlaşmasını ilerletme konusundaki ısrarının kapsamı konusunda kesinlik yok" ve işgal başbakanının "Trump'la görüşmesi sırasında Orta Doğu'daki öncelikler sıralamasını değiştirmeyi teklif etme niyetinde olduğunu" belirtirken, Amerikan Washington Post gazetesi İsrailli bir yetkiliye dayanarak Netanyahu'nun "ABD Başkanı'ndan Hamas'ın Gazze'nin bir parçası olamayacağına dair garanti almaya çabaladığını" doğruladı. Aynı yetkili ayrıca "yeni ABD yönetiminin bölgede Gazze'deki çatışmaların sona erdirilmesini gerektiren farklı bir hedefe odaklandığını" belirterek, "İran'a saldırı konusunun artık Trump ve Netanyahu arasında bir tartışma konusu olmadığını" iddia etti.
Düşman başbakanla görüşmeden önce Trump "Gazze'deki ateşkes anlaşmasının devam edeceğine dair hiçbir garanti olmadığını" söyledi ancak yanında oturan Trump'ın Ortadoğu özel temsilcisi Steve Witkoff ateşkesin "şu ana kadar devam ettiğini ve kesinlikle rehineleri kurtarmayı, insanların hayatlarını kurtarmayı ve umarız tüm bu duruma barışçıl bir çözüm getirmeyi umduklarını" söylemekte gecikmedi. Geçtiğimiz Pazar günü Washington'a gelen Netanyahu, Trump'ın göreve başlamasının ardından kabul edeceği ilk yabancı devlet adamı olacak.
KAYNAK: https://www.almanar.com.lb/
