Ahmad Al-Şaraa suikastlara karşı yeterince korunuyor mu?
Birleşik Arap Emirlikleri'nin önde gelen yorumcularından biri, bir İsrail medya kuruluşu için kaleme aldığı köşe yazısında Suriye'nin fiili lideri Ahmed el Şaraa'nın suikasta uğrayıp uğramayacağı konusunda spekülasyonda bulundu.
Israel National News için yazan Salam al-Ketbi, Şaraa'nın güvenlik güçlerinin onu hayatına yönelik bir girişimden koruyup koruyamayacağını sorguladı.
Al Arabiya TV'ye verdiği son röportajda Şaraa'ya, gazetecilerle bir araya geldiğinde ve Suriye'deki sıradan insanlarla etkileşime girdiğinde liderin etrafında görünürde güvenlik önlemlerinin olmaması soruldu.
Eski isyancı lider şöyle cevap verdi: "Endişelenmeyin, güvenlik bizim oyunumuz."
Şaraa'ya bağlı Heyet Tahrir el Şam (HTŞ) grubu Aralık ayında Devlet Başkanı Beşar Esad hükümetini birkaç gün içinde deviren sürpriz muhalif saldırıya öncülük etmişti.
Ketbi, Şaraa'nın kalabalıklar arasında görünmesinin güç yansıtıyor olabileceğini ancak bunun "tehlikeyi ortadan kaldırmadığını" söyledi.
"Gözetleme teknolojisi ve istihbarat operasyonlarında son derece gelişmiş bir ülke bile artık liderlerinin ve yetkililerinin ülke içinde belirli bölgelerde bulunmasını güvenli bulmuyor" diye yazdı.
'El Şaraa'nın örgütünün gerekli korumayı sağlama kabiliyetiyle övünürken neye güvendiği sorgulanmalıdır'
- Salam al-Ketbi, İsrail Ulusal Haberler
"Suriye'deki mevcut geçiş süreci gibi çalkantılı dönemlerde liderler ve yetkililer üzerinde suikast tehdidi büyük ölçüde belirir."
Ketbi, Sharaa'nın "kendine aşırı güvenini" "özellikle çarpıcı" olarak nitelendirdi ve HTŞ güçlerinin "kapsamlı koruma sağlamak için gereken sofistike teknik ve istihbarat yeteneklerinden yoksun olduğunu" söyledi.
Böyle bir tehdidi kimin gerçekleştirebileceği konusunda ise BAE'li köşe yazarı bölgedeki istihbarat örgütlerinin ya da muhalif milislerin bunu yapabileceği tahmininde bulundu.
"Dolayısıyla El Şaraa'nın örgütünün gerekli korumayı sağlama kabiliyetiyle övünürken neye güvendiği sorgulanmalıdır."
Önceki spekülasyonlar
Ketbi bölgedeki önemli bir lidere suikast düzenlenebileceğine dair ilk kez spekülasyon yapmıyor.
Ekim ayında Jerusalem Post için yazdığı bir köşe yazısında, İran'ın kilit müttefiklerinin öldürülmesinin ardından İsrail'in İran'ın Dini Lideri Ali Hamaney'i öldürebileceğinin "son derece makul" olduğunu öne sürmüştü.
"İran güvenlik kurumlarını ve başta Lübnan'daki Hizbullah olmak üzere bağlı vekillerini hedef alan son saldırılar ve istihbarat ihlalleri, Hamaney'e suikast senaryosunu son derece makul kılıyor" diye yazmıştı.
Bu hafta başında Sharaa ülkesinin geleceğinin bağışlama ve af ile tanımlanacağını söyledi ve insanları intikamcı ve devrimci ajitasyon zihniyetinden uzaklaşmaya çağırdı.
Dubai merkezli film yapımcısı Joe Hattab ile 15 dakika süren bir röportaj yapan Sharaa, devrimin artık sona erdiğini ve bundan sonra devlet kurumlarının inşasına odaklanılacağını söyledi.
"Devrimci bir zihniyet bir ülke inşa edemez" dedi. "Devrim, bir rejimi devirmek için işe yarayabilir ama bir rejim inşa etmek için uygun olmayan ajitasyon ve tepkisel davranışlarla karakterize edilir.
"Bu nedenle bugün bizim için devrimin sona erdiğini söylüyorum."
Şam'ın "stratejik, siyasi, ekonomik ve sosyal konumuna" geri döndüğünü söyleyen Cumhurbaşkanı, "Bu büyük fırsatı sadece intikam almak için harcayamazsınız" dedi.
KAYNAK: https://www.middleeasteye.net/
