Suudi Şura üyesi:"İsraillier'i Alaska veya Grönland'a taşıyın"
Hahambaşı Emanuel Rabinowitz'in 12 Ocak 1952'de Budapeşte'de düzenlenen Avrupa Hahamları Acil Durum Komitesi'nin olağanüstü konferansında yaptığı gizli konuşma şunları içeriyordu:
"3,000 yıldır uğruna çalıştığımız hedefe ulaşmak üzereyiz ve birkaç yıl içinde halkımız dünyadaki ilk yerini yeniden kazanacak ve Yahudi efendi, goyim (Yahudi olmayan) ise köle olacak.... Yöntemimiz Doğu'yu Batı'ya ve Batı'yı Doğu'ya karşı koymaktır ve tarafsız uluslarla savaşarak onları şu ya da bu kampa katılmaya zorlayacağız ve çatışmanın şiddetini azaltmak isteyen hiç kimsenin yolumuza çıkmasına izin vermeyeceğiz.... Nihai hedef, etkileri ve yıkımı bakımından önceki tüm savaşları geride bırakacak olan Üçüncü Dünya Savaşı'dır ve bu savaş goyimlere karşı verdiğimiz tarihi mücadeledeki son savaşımız olacaktır."
"İsrail'in bu savaşta tarafsız kalması için çalışacağız, ta ki İsrail savaşın etkilerinden kurtulana ve geri kalan halkların sorunlarını denetlemekle görevli hakemlik ve gözetim komitelerinin merkezi haline gelene kadar... Üçüncü Dünya Savaşı'ndan sonra dinler olmayacak, çünkü dinlerin ve din adamlarının varlığı bizim için ve dünya üzerindeki gelecekteki egemenliğimiz için bir tehlikedir, çünkü inananlarının ruhlarına ilham ettikleri manevi güç onlara bize karşı durma cüretini ilham etmektedir."
Bu konuşma İngiliz/Kanadalı istihbarat subayı William Guy Carr tarafından 1958 yılında "Stones on the Chessboard" adlı kitabında yayınlanmıştır.
İşte bu Siyonist strateji bağlamında ABD Başkanı Donald Trump 4 Şubat Salı günü Gazze Şeridi'ni ele geçirme ve sakinlerini zorla yerlerinden etme planını önündeki yazılı bir kağıttan okudu. Bu plan, ABD'nin resmi dış politikasının, İsrail'in yaklaşımı olan ve insanlığa karşı suç olarak kabul edilen egemen ibr ülkenin topraklarının yasadışı işgalini ve sakinlerinin etnik temizliğini hedefleyeceği anlamına gelmektedir.
İsrail'in ortaya çıkışını ve devamını takip eden herkes, bu planın kesinlikle Siyonist varlık tarafından formüle edilip onaylandığını ve Beyaz Saray kürsüsünden okunması için müttefiklerine teslim edildiğini açıkça fark eder.
Yahudilerin çekişme ve savaşları körükleme yetenekleri insanlık tarihi boyunca kanıtlanmıştır. Bu nedenle, birçok Batılı ülkenin 13. ve 16. yüzyıllar arasında onları topraklarından kovması şaşırtıcı değildir. Bunlar şu ülkeler tarafından kovulmuştur: İngiltere 1275, Fransa 1306, Saksonya 1348, Macaristan 1360, Belçika 1370, Slovakya 1380, Avusturya 1430, Hollanda 1444, İspanya 1492, Litvanya 1495, Portekiz 1498, İtalya 1540 ve Bavyera 1551.
Rusya, Almanya ve diğerleri gibi başka ülkeler de son iki yüzyılda onlardan çok acılar çekti. Arap dünyası da Filistin topraklarını acımasızca işgal etmeleri nedeniyle bugüne kadar onlardan çok zarar gördüler.
Hayali fikir ve projelerin bir tartışma seçeneği haline geldiği hayali bir gerçeklik yaratarak kamuoyunu yanıltma ve muhalifleri savunma pozisyonuna itme konusunda usta oldukları için kötü niyetli kurnazlıkları da gözlerden kaçmıyor.
Trump tarafından geçtiğimiz Salı günü gündeme getirilen plan, İsrail'in kamuoyunun dikkatini dağıtmayı amaçladığı bir medya kargaşası yaratmayı ve küresel siyasi söylemi kınama, saldırganlığı ve işgali durdurma taleplerinden alternatifleri ve seçenekleri incelemeye dönüştürmeyi ve bu planı büyük Arap ve İslami bir güç olan Suudi Arabistan Krallığı ile normalleşmek için bir müzakere kartı olarak oynamayı amaçlamaktadır.
Ancak Arap, İslam ve dünya ülkelerindeki onurlu insanlar, ABD içişleri ve uluslararası örgütler bu planı kınadıklarını ve reddettiklerini açıkladılar. Bilge Suudi liderliği ve hükümeti, İsrail'in kurnazlıklarıyla dolu bu planın amaçlarını hemen fark etti ve tam da bu nedenle 5 Şubat Çarşamba günü, Dışişleri Bakanlığı'nın açıklamasında "Filistin devletinin kurulmasına ilişkin tutumunun sağlam, sabit ve sarsılmaz olduğunu ve müzakereye veya teklife tabi olmadığını" içerdiği gibi, bir Filistin devletinin kurulmasına yönelik kararlı desteklerini de teyit ettiler.
"Başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız bir Filistin devletinin kurulmasına yönelik yorulmak bilmeyen çalışmalarını durdurmayacağını ve bu olmadan İsrail ile diplomatik ilişkiler kurulmayacağını... ve İsrail'in yerleşim politikaları, Filistin topraklarının ilhakı veya Filistin halkını topraklarından sürme girişimleri gibi yollarla Filistin halkının meşru haklarına yönelik her türlü ihlali mutlak surette reddettiğine ilişkin daha önce açıkladığı hususları vurguladığını" sözlerine ekledi.
Bu süreçte tüm Filistinliler birlik ve beraberliklerini korumaya özen göstermelidir, çünkü yaklaşmakta olan şey daha kötü olacaktır.
Siyonistler ve destekçileri de Suudi liderliğini ve hükümetini medya manevraları ve sahte siyasi baskıların tuzaklarına çekemeyeceklerini anlamalıdır.
ABD Başkanı Trump, dedikleri gibi, kötü kararların yalnızca bu kararlarda uzman olan kişilerin bilgi ve deneyim birikimini görmezden gelen ve uzmanlarla tartışma ve diyaloglardan men eden ehil olmayan kişiler tarafından alındığını anlamalıdır.
Eğer bir barış kahramanı olmak ve Orta Doğu'ya istikrar ve refah getirmek istiyorsa, çok sevdiği İsraillileri Alaska'ya ve orayı ilhak ettikten sonra da Grönland'a taşımalıdır.
Arap ve İslam dünyası, kriz kelimesinin tehlike ve fırsat anlamına gelen iki harfle (wei-ji) yazıldığı Çin bilgeliğinin farkına varmalıdır. İlk harf, meydana gelen kriz sonucunda karşı karşıya kaldığımız tehlikeyi, ikinci harf ise krizin aşamalarında öğrendiğimiz derslerden faydalanmak ve tekrar meydana gelme riskini azaltmak ya da en azından bir dahaki sefere hazırlıklı olmak için yakalayabileceğimiz fırsatı ifade etmektedir.
YAZAR: Yusuf Bin Trad As-Sa'dun (يوسف بن طراد السعدون)
KAYNAK: https://www.okaz.com.sa/
